28 Ekim 2014 Salı

2014-2015 Nba Sezonu Değerlendirmeleri : Cleveland Cavaliers



          
             
 Gelenler : David Blatt ( Coach )  Kyrie Irving ( yeni sözleşme ) LeBron James ( F ) James Jones ( SF ) Mike Miller  ( G )  Kevin Love ( F-C ) Shawn Marion ( F )  Keith Bogans  ( G ) 

           Gidenler :   Andrew  Wiggins ( F ) Anthony Bennet  ( F )


                Şüphesiz ki sezonun en flaş takımı Cleveland Cavaliers. LeBron James'in yazın aldığı flaş karar ile " Evine " geri dönmesi , Kevin Love takası , hatta daha öncesinden inanılmaz düşük bir şans ile draftan  yine 1. sırada seçme hakkı kazanmaları ile Nba'in yaz gündeminin ana malzemesi oldular haklı olarak.

                Her şey Cavs'ın Wiggins i 1. sıradan seçmesi ( seçebilmesi ) ile başladı desek çok da yanlış olmaz aslında. Wiggins'in takıma gelmesinin ardından James'in flaş eve dönüş kararı ile Cavs bambaşka bir takım haline dönüştü. Önlerindeki 2 seçenekten biri olan , Wiggins'i takaslama ya da elde tutma seçeneğinden ilkini tercih edilen Cavs , Kevin Love takası ile aynı 2010 Heat' de olduğu gibi James önderliğinde " Big-Three" yi kurdu ve yeni sezon için en merakla beklenen takım haline dönüşmüş oldular. Hatta belki de en büyük şampiyonluk adaylarından biri desek çok da yanlış olmaz. Yeni Cavs hali ile 2010 -2014 arası Miami Heat karşılaştırılıyor. Bu karşılaştırmalar çok da haksız sayılmaz aslında. Fakat yeni Cavs'ın 2010- 2014 Heat' e göre artıları ve eksileri neler ?

              Öncelikle Cavs 2010 -2014 Heat' e göre biraz daha farklı bir takım. Heat'in inanılmaz ön
alandaki topa baskı kurma özelliğine sahip değil kesinlikle. Ya da aynı şekilde bir hızlı hücum takımı da değiller fakat çok daha üstün özellikleri oldukları kesin. Shawn Marion ve Love ile pota altı savunması konusunda ve aynı zamanda ribaund konusunda  Heat'e göre çok daha üstün özelliklere sahip durumda. Hücum organizasyonlarında ise aynı şeyler geçerli. Love şuan ki form durumu ile Bosh'tan çok daha yönlü bir oyuncu. Ama en büyük artı kesinlikle Kyrie Irving. Irving bu takımın potansiyelini belirleyecek asıl oyuncu diyebiliriz. İnanılmaz hücum becerilerine sahip bir oyuncu olması yanı sıra , çok da iyi bir oyun kurucu. Fakat topu elinde isteyen ve top elinde olunca oyuna etkisini yansıtabilen bir oyuncu Irving. Bu durum James'in performansını nasıl etkiler gerçekten merak ediyorum. Çünkü James bundan önceki takımlarında bir süper güç olmasının yanı sıra oyunu adeta bir PG gibi yöneten , hücumlara yön veren isimdi. Aynı zamanda en verimli olduğu diziliş kendisi + 4 şutör dizilişiydi. Bu kurgu Irving varken nasıl olacak ya da hangi sıklıkla olacak bilmiyorum gerçekten. Burada da iş Koç David Blatt de bitiyor. Sezon başladığında bu 3 yıldızından nasıl olup da en yüksek verimi alacak merak ediyorum.


               Evet Cavs sezona büyük bir güç olarak giriyor. Harika bir oluşum ile giriyor. Fakat bahsettiğim bu soru işaretlerine ne zaman ve nasıl cevap bulacakları sezon sonundaki konumlarını belirleyici faktör olacaktır. Bakalım James'in " Eve Dönüş " macerası beklediği gibi olacak mı ?

             
             


         


2014-2015 Nba Sezonu Değerlendirmeleri : Boston Celtics




                  Gelenler : Marcus Thornton Tyler Zeller  Marcus Smart ( Draft ) James Young ( Draft ) Avery Bradley ( Yeniden sözleşme )

                 Gidenler : Kris Humphries



    Geçen senenin başında Koç Brad Stevens'ın gelmesi ile yeniden bir yapılanmaya giden Celtics için bu sene geçen seneye göre çok da farklı geçecek gibi gözükmüyor. Bunun nedeni ise yazın yapılan ya da daha doğrusu yapılamayan hamleler olarak söyleyebiliriz. 

    Celtics yaz dönemine oldukça büyük beklentiler ile girmişti. Öncelikle Rondo'yu kullanarak iyi bir
takas elde edip aynı zamanda serbest oyunculardan kendilerine iyi bir pay çıkarıp Draft'tan da yüksek sıralarda bir seçim hedefi içindeydi. Fakat evdeki hesap çarşıya pek uymadı. Rondo'nun bir türlü takaslanaması ve " Free Agent " dönemini boş geçmeleri beklentileri oldukça düşürdü. Draft konusunda ise sıralarına göre oldukça iyi bir seçim yaptılar diyebiliriz. Marcus Smart garanti diyebileceğimiz türden bir seçim. Potansiyelli bir oyun kurucu. Rondo'nun zaman için takımdan gitmesi ihtimali düşünülerek yapılmış bir seçim. Avery Bradley'nin takımda tutulması ve aynı zamanda Marcus Thornton gibi skorer bir kısanın takıma takılması özellikle kısa rotasyonunu oldukça geniş olmasını sağlıyor. Fakat geri kalan pozisyonlar için ise aynı şeyleri söylemek pek mümkün değil. Çok genç ve yetenek olarak çok kısıtlı bir takım Celtics. Brad Stevens'ın gelmesi ile kısa vadede değil uzun vadede bir planlama içinde olduğu belli olsa da takımın hedeflerinin değişebilmesinin tek çaresi Rondo takası gibi duruyor.Eğer Celtics  sezon içerisinde Rondo takasını istediği şekilde yapabilse özellikle Doğu Konferansı'nın bu kötü durumu ile Playoff yapabilir diye düşünüyorum. Olur da bir gece oturup Celtics maçı izlemek isterseniz beklentilerinizi Marcus Smart'ı izlemek dışında tutmayın. 

27 Ekim 2014 Pazartesi

2014-2015 Nba Sezonu Değerlendirmeleri : Chicago Bulls


         Gelenler :  Pau Gasol ( F-C ) Nicola Mirotic ( F-C ) Doug McDermott ( F ) Cameron Bairstow ( F) Aaron Brooks ( G )

        Gidenler : Dj Augustin ( G ) Carlos Boozer ( F ) 


      Son 2 sezonda olduğu gibi Bulls bu sezona da yüksek beklentiler içinde giriyor. Derrick Rose'un son 2 sezonda gelen şansız sakatlarından sonra bu sezona nihayet eski formunda girecek olması , en azından eski performansına en yakın durumda olması ve gelen oyuncular ile birlikte Bulls bu sezona oldukça iddialı giriyor.

   Takımın yıllardır sorunu olan oyunu açacak bir dış skorer-şutör sorununa bu sezon için farklı bir
çözüm yolu bulmuş durumdalar. Sezon öncesi yapılan Pau Gasol ve Mirotic hamleleri Bulls hücumunu uzunların dış şut tehditleri üzerinden açılmasını sağlamak adına harika hamleler.  Pau Gasol'ün üst düzey pasör özelliklerinin yanı sıra Mirotiç'in dış şut özelliğinin bulunması , bu sezon Derrick Rose'un daha etkili oynamasında oldukça etkili olacaktır.  Rose'un Mvp olduğu dönemde bile takımın içeriye çok bağlı hücum sistemi ile ne kadar zorlandığını hepimiz hatırlıyoruz sanırım. Bu yüzden  Mirotiç ve Gasol hamleleri bu sorun için biçilmiş kaftan diyebiliriz. Takımın yıllardır alışılagelmiş savunma karakteri ve bu yeni hamleler sayesinde oldukça başarılı olacağına dair inancım tam. Tabi ki Bulls'u bekleyen en büyük soru işareti Rose'un ne kadar sağlıklı kalacağı ve ne kadar verimli olacağı. Eğer Rose beklenen seviyeye biraz olsun yakın oynarsa ve takım biraz olsun sakatlıklardan uzak kalırsa Bulls'un en azından konferans yarı finali görebileceğine inanıyorum. Yeni sezonu heyecanlı kılacak olan takımlarından biri olan Chicago Bulls bu sene zevkle izlenir.


2014-2015 Nba Sezonu Değerlendirmeleri : Miami Heat



           Gelenler Khem Birch (F) Shanon Brown (G) Danny Granger (G-F) Josh McRoberts (F) Andre Dawkins (G) Luol Deng (F) James Ennis (F) Larry Drew (G) Tyler Johnson (G)  Shawn Jones (F)  Shawne Williams (F)  Shabazz Napier (G)

           Gidenler :  LeBron James (F) Shane Battier (F)  Ray Allen (G)  Greg Oden (C)  Rashard Lewis (F) Toney Douglas (G)  Michael Beasley (F)  James Jones (G)  Roger Mason JR. (G)


     2010 yılında " Big Three " yi kuran Heat  4 yılda 4 final 2 şampiyonluk yaşayan kadrosu bu sene LeBron James'in kendi deyimi ile " Eve Dönüşü " ile dağılmış durumda. Fakat Heat için bu sezon kesinlikle yara sarma sezonu değil. 

   Özellikle diğer iki yıldızını Dwyane Wade ve Chris Bosh'ı kadroda tutarak onlar üzerine genç sayılabilecek bir oyuncu yapılanması içine girdiler. Sezon öncesi maçları bize gösterdi ki bu sene de Heat inanılmaz topa baskıları ile savunmayı ön alanda yapmaya çalışan  ve hızlı hücumu kovalayan işler sete döndüğünde ise Wade ve Bosh üzerinde varyasyonlar yapmaya çalışan bir takım olarak karşımıza çıkacaklar. Aslında oyun anlayışları son 4 sezonda James olmadan oynadıkları maçlardan çok da farklı olacak gibi gözükmüyor. Evet belki bu sene James'in yokluğunda şampiyonluk adaylarından biri değiller fakat işler kötü gitmez ise doğunun bu durumda rahat playoff yapabilecek bir takım. Bu sene farklı bir şekilde izlenmesi gereken , özellikle Wade ve Bosh'ın gösterdikleri duruş ile saygı duyulması gereken bir takım Heat. Bu senenin zevkle ve merakla izlenebilecek takımların arasında oldukları ise kesin. 

4 Haziran 2014 Çarşamba

NBA FİNALLERİ 2014 - İntikam Soğuk Yenen Bir Yemektir!

        Genelde çoğu filmde işlenen  bir konudur intikam duygusu. Filmde karakterimiz  geçmişte yaşadıklarının acısını çıkarmak için güçlenerek gelerek ortalığı birbirine katıp  intikamını alır. İşte bu senaryo bu sefer 2014 Nba finallerinde karşımıza çıkacak.

        Geçen senenin Nba finalistleri bu sene tekrar karşı karşıya geliyor. Eğer geçen seneki finalleri izlemiş iseniz, ne kadar harika bir seri olduğunu hatırlayacaksınızdır mutlaka.Özellikle  harika bir 6. ve 7. maç izlemiştik. 6. maçta Miami beklenmedik bir şekilde Ray Allen'ın sağ dipten attığı üçlük ile  maçı uzatamaya götürerek uzatma sonunda maçı kazanarak adeta serinin kaderini orada belirlemişti. Geçen seneye kıyasla 2 takımda da hatırı sayılır miktarda değişiklikler söz konusu. Öncelikle Miami Heat'ten başlayalım.

        Heat' de geçen seneye göre rotasyon olarak çok büyük değişiklikler yok aslında. Özellikle Brooklyn serisinden sonra Shane Battier'in de rotasyona dönmesi ile Heat geçen seneki rotasyonuna geri dönmüş durumda. Bench katkısı olarak da bu yıl Ray Allen'nın yanına Lewis ve kendini her konumda geliştiren Norris Cole katıldı. Andersen'in sonradan girip pota altı savunma konusundaki büyük katkısı bu yıl aynı şekilde devam etmekte. Peki Miami'de asıl ne değişti?

       Dwyane Wade ve Chris Bosh. Normal sezonda aralıklı olarak dinlendirilen Wade, geçen seneye kıyasla
 playoffları harika geçiriyor. Daha fazla sorumluluk alıp daha fazla verimli oynuyor. Belki de dinlenmişliğin vermiş olduğu enerji ile eski günlerindeki gibi maçı domine edebilecek performanslar ortaya koyabiliyor. Geçen seneye kıyasla James'in üzerindeki baskıyı oldukça hafifletebilen ve rakipler için büyük bir tehlike oluşturan bir unsur haline geldi Wade. Özellikle Indiana serisinde bizlere bunu çok net gösterdi. Çok akıllı oynayıp takımın skor yüıkünü çekmeye çalışarak  aynı şekilde harika bir savunma karakteri ortaya koydu.          
     
       Chris Bosh ise bu sene iyiden iyiye 3 sayılık tehdidini geliştirmiş durumda. Hücumun açılması açısından ve ekstra skor opsiyonu olarak  Bosh'un 3 sayılık tehdidi çok önemli bir konumda Heat için. Özellikle bu seri için konuşacak olursak, Bosh'ın dış şut tehdidi ile Splitter'ı boyalı alanın dışına çıkaracak olması Heat'in penetre hücumlarının verimliliğini çok daha fazla arttıracaktır. Bosh hala çok iyi bir savunmacı olmasa da  bir nebze de olsa işin savunma kısmında da kendini oldukça  geliştirmiş durumda. İyi bir pota altı savunmacısı olmasa da hırsı ve 2 yıldır oynadığı konum ile çok daha iyi bir savunmacıya dönüştü kesinlikle.

        San Antonio Spurs ise işin mental kısmında bambaşka bir seri geçirecek. Yazının başında belirtiğim intikam duygusu ile oynayacaklar bu seriyi. Bu duygu seri için hem avantaj hemde dezavantaj olarak dönüşebilir. Akıllar geçen senede kalıp kendi düzenleri dışında oynamaya başladıkları anda kaybeden taraf olacaklardır. Her ne kadar belki de Nba'in karakter olarak en sağlam, en olgun takımı olsalar da şampiyonluğu 40 saniyede yaptığınız hatalar ile kaybettiğiniz takıma karşı yine böyle bir seri oynuyorsanız her şey olabilir.

         Geçen seneye göre Spurs' deki değişimler sistem olarak değil bireysel olarak söz konusu. Her ne kadar
Kawhi Leonard beklenen gelişmeyi göstermemiş olsa da diğer yan parçaların her biri geçen seneye göre kendini oldukça geliştirmiş durumda. Splitter'ın daha pasör bir uzun haline gelmesi ve harika bir pota altı savunucusu haline gelmesi,  Mills'ın kenardan gelerek kişisel yetenekleri ile bulduğu skor gücü, Green'in  inanılmaz 3 sayılık tehdidi ve bence OKC serisinin yıldızı Borris Diaw'ın her anlamda inanılmaz gelişimi Spurs'ü harika bir takım haline dönüştürüyor. Maç içerisinde 3 farklı stilde basketbol oynayan bir takım Spurs. Bu onları hücum konusunda adeta durdurulmaz kılıyor.6. adam olarak oynayan Ginobilli takım olarka hücumda tıkandıkları zaman  oyun kurucu rolünü üstlenerek ve sorumluluk alarak  takımı harika bir şekilde yönetiyor. Üstüne Diaw' da oyuna girince harika bir pas takımına dönüşüyor Spurs. Zaten Nba'in normal sezonda en fazla asist üzerinden sayı bulan takımı. Bu makine gibi çalışan düzenin hiç mi zayıf noktası yok?

      Elbette var. Rakip takım Spurs'ün kendi oyununu oynamasına izin vermedikleri zaman ya da onları  oynadıkları oyun dışına ittikleri zaman Spurs  oldukça zorlanıyorlar. Bunun en güzel örneğin,  Dallas serisinde gördük. Diğer büyük bir sorun ise atletik , hareketli takımları savunma konusunda oldukça sorun yaşıyorlar. Her ne kadar rol oyuncuları genç olsa da takımın savunma alışkanlıkları buna uygun değil. Bunun da en güzel örneğini OKC serisinde gördük. Russell Westbrook savunmasında inanılmaz zorlandı Spurs ve delici kısaların savunulması konusunda ne kadar zayıf olduklarını bir kere daha görmüş olduk. Bu savunma zaafları Heat serisinin kaderini belirleyecek sanırım. James ve Wade penetreleri üzerinden gelişecek Heat hücumlarını ne kadar nasıl savunabilecekler büyük bir soru işareti. Hücum kısmında ise Miami'nin enfes topa baskılı savunması karşısında nasıl bir çözüm bulacaklar hep birlikte göreceğiz.

       Onca faktör ve yoğun bir şekilde  intikam duygusu barındıran bu harika serinin hiç bir anını kaçırmayın derim. O yüzden şu yaklaşık 2 haftayı uykusuz geçirmeye şimdiden kendinizi alıştırın derim.

16 Mayıs 2014 Cuma

Nba Playoffs 2014 Batı Konferansı Finali - Tecrübenin Gücü Adına!

     Özellikle batı için oldukça heyecanlı geçen playoff serilerinde doğuda olduğu gibi finale kalan isimlerde sezon öncesi final için en büyük 2 aday olarak gösterilen Oklahoma City Thunder ile San Antonio Spurs oldu. 
    
     OKC zorlu yollardan geçerek finale kadar yükseldi. İlk turda eşleştikleri Memphis Grizzlies ile 7 maçlık
zorlu bir serinin ardından 2. tura yükselebildi. 2. turda ise Clippers ile eşleşen OKC bambaşka hikayeleri
barından bir seriyi geride bıraktı. Clippers serisinde ise ilk maça Chris Paul damgasını vurdu. Sakatlığına rağmen tek başına ilk maçı alan Paul seriye bir anda heyecan ve aynı zamanda gerginlik getirdi. Geçen seneden beri süren Ibaka -  Griffin tatlı sert gerginliği bu seride de sıkça gördük. Chris Paul ve Kevin Durant'in söz atışmaları ise bu gerginliği tavana çıkardı. 2. maçta MVP ödülünü alan Kevin Durant ,  ödülü aldıktan sonra bambaşka oynayamaya başladı. Chris Paul'un Durant' e yaptığı topa baskı karşısında zaman zaman zorlanan Durant yinede harika performanslar ortaya çıkarmayı başardı. Ama her şeyden öte seriyi belirleyen Russel Westbrook'un performansı oldu. Westbrook 4. maçın sonunda maçı kaybettiren isim olurken , 5. maçta ise takıma maçı kazandıran isim oldu. Özellikle 5. maçın sonunda hakemlerin yanlış kararları Clippers'ın yaptığı yanlışlıkla karşılaşmayı mucizevi bir şekilde kazanan OKC 6. maçta işi bitirmeyi başardı. Böyle gerginlikle ve yorgunlukla dolu bir seri sonunda OKC finale yükselmeyi başardı. Peki finale Spurs'ü geçmesi için OKC'nin neler yapması lazım?

          Öncelikle Scott Brooks'un kafa yapısının değişmesi lazım. Değişik savunma tiplerine karşı takımı hala hücum etmekte zorlanıyor. Rotasyon konusunda da büyük sıkıntıları var OKC'nin. Derek Fisher ve Caron Butler hala çok çok uzun süreler alıyor. Harika bir hücum takımına karşı oynayacaklarını hesaba katarsak , bu rotasyon ile savunma konusunda oldukça büyük zaaflar yaşayacaklardır. Hücum konusunda ise hala Durant ve Westbrook'u  tam olarak verimli kullandığını düşünmüyorum. Clippers serisinde Durant'i Paul savunurken, Durant  bir kez olsun potaya yakın sırtı dönük olarak top kullanmadı  ve o maçın kaybedilmesinde oldukça büyük bir nedendi bu. Maç içinde bu gibi ufak ayrıntılar OKC için büyük sorunlar haline dönüşüyor. Çünkü OKC hücumda verimli olduğu sürece ritmini yakalayabilen bir takım ve Spurs karşısında böyle sorunlar onlar için intihar olabilir. Eğer OKC bu seriyi geçmek istiyorsa daha fazla takım olarak oynayıp aynı zamanda daha fazla akıllı oynamak zorunda.

         Spurs ise Playoff'ların en formda takımı olarak finale geliyor. Geçen seneye göre kadroda çok büyük değişiklikler olmasa bile bireysel olarak takımdaki herkes çok büyük yol katetmiş durumda. Özellikle Diaw ve Splitter  geçen seneye göre bambaşka oynuyorlar. Geçen seneye göre belkide en büyük değişiklik Patty Mills. Onun skorer yanı Spurs'ün hücum olarak oyundan düştüğü anlarda oyuna tutunmasını sağlıyor. Hücum sistemleri zaten yıllardır belkide modern basketbol için en iyi seviyede. Normal sezonu şut yüzdesi olarak 2. sırada , asist olarak ise 1. sırada bitirmiş bir takım Spurs. Yeni rol oyuncularının da formda ve etkili oyunu ile şuanda takım olarak en üst seviyedeler. Belki OKC çok koşan , dinamik bir takım olarak Spurs'ün görece yaşlı kadrosuna ters görüyor gibi gözükse de  birebir savunma açısından Durant ve Westbrook'un savunmasını oldukça iyi yapabilecek bir takım. Spurs için en büyük soru işareti ise son Portland karşılaşmasında sadece 10 dk sahada kalabilen Parker'ın sakatlığı. Sol hamstring den sakatlanan Parker'ın durumu hala belirsizliğini koruyor. Aynı sakatlığı yaşayan Chris Paul'u bu sakatlığın ne kadar etkilediğini biliyoruz. Parker'ın seriye yetişmesi durumda ne seviyede olacağı Spurs için çok önemli. Spurs sezonun önemli sayılabilecek bir kısmında da Parker olmadan oynamış olup iyi geçirmiş olsa da Playoff'larda aynı durumun olabilmesi çok zor gibi gözüküyor. Ama ne olursa olsun geçen seneye göre bu kadar büyük yol katetmiş Spurs'ün neredeyse her maç bambaşka performanslar sergileyen OKC karşısında seriyi geçebileceğine inanıyorum. Net olarak söyleyebileceğim tek şey ise saat 5 te kalkıp ya da o saate kadar ayakta durup izlemenize değecek bir seri bizi bekliyor. Oyun açısından iki bambaşka ve harika takımın aynı zamanda tecrübe ve gençlik ateşinin karşı karşıya geleceği bu seri izlerken hepimize büyük keyif verecektir. 

Dipnot : Şu yaşadığımız günler belki basketbol konuşmak - yazmak için doğru günler değil ama biraz olsun gündemden kendimi soyutlayabildiğim ender 1-2 saat geçirmeme sebep oldu.Unutmayın ki adalet elbet yerini bulacaktır. Yaşananların hesabı bir gün elbet sorulacaktır.

                             

Nba Playoffs 2014 Doğu Konferansı Finali - Déjà vu? Kesinlikle Değil!



      Genel olarak harika bir playoff geçiriyor olsak da, işler doğu tarafı için pek öyle gitmiyor. Doğu finalinin adı geçen sene olduğu gibi yine Miami Heat  ve Indiana Pacers oldu. Finalin adı aynı olsa da geri kalan her şey geçen seneye göre farklı.

     Heat ile başlayacak olacaksak geçen seneye göre gördüğümüz kadarı ile biraz daha düşük viteste
oynuyor gibiler. Karşılaştıkları rakiplere göre ritim ayarlıyor gibiler. Bunun en büyüz dezavantajını Brooklyn Nets 3.maçında gördüler herhalde. Nets bulduğu dış şut isabetleri ile yakaladıkları  ivme ile Heat'i bir anda oyundan düşürdüler. Her ne kadar seriyi 4-1 ile geçmiş olsalar bile hala şampiyon seviyesinde gibi oynamamış olması Pacers serisi için düşündüren tek şey sanırım. Genel olarak ise Heat için her şey oldukça iyi gidiyor. " X faktör " dediğimiz oyuncuların geçen seneki şampiyonlukta katkıların ne kadar büyük olduğunu hepimiz hatırlıyoruz sanırım. Bunların başında gelen Shane Battier ve Ray Allen Nets serisi ile tekrar takıma katkı verir hale gelmiş durumdalar. Özellikler sezonun son kısmında ve ilk kısmında hiç oynamayan Shane Battier'in tekrar rotasyonun önemli bir parçası olması Heat için çok önemli.

      Pacers ise bir takımın sezon içinde yaşayabileceği her şeyi yaşayarak yinede bir şekilde doğu finaline geldiler. Pacers hala sezon sonunda içine girmiş olduğu bunalımın etkisini atabilmiş gibi gözükmüyor. Atlanta serisine göre Hibbert ve özellikle David West'in performans olarak geri dönmesi en büyük avantajları olacaktır. Wizards son maçında West'in gösterdiği harika performans buna en büyük işaretlerden bir tanesi. Özellikle sezon içi maçları dahi Miami Heat maçlarına ayrı bir konsantrasyonla çıkmaları bu seriyi heyecanlı kılmaya aday yapan şeylerin başında geliyor. Peki Pacers Heat'i oynadıkları şu basketbol ile geçebilir mi ? O oldukça zor görünüyor. Öncelikle savunmalarını sezon başındaki seviyeye çıkarmak zorundalar. Heat'in yapacağı topa baskıyı ve rakibi her zaman top kayıplarına zorlayan savunmasını aşmak zorundalar. Bunun içinde en kilit isim tepe de pasları dağıtacak olan West ve oyunda kaldığı süre boyunca oyunu genel olarak yönlendiren Lance Stephenson , Paul George ikilisinin sürekli olarak doğru kararlar vermesine bağlı olacaktır.Pota altı uzunluk avantajlarını sonuna kadar zorlayıp Heat'e "fast break" şansı tanımamaları gerekiyor. Geçen seneden bir fark ise Pacers bu sene ev sahibi avantajlı olan takım.Pacers'ın bu avantajı seri boyunca kaybetmemesi  gerekiyor. Seri başlamadan önce Heat tabi ki favori olarak gözükse de  Pacers yapabileceği şeyler ile kapasitesi ile yinede seriyi kazanmak için aday. Bir playoff boyunca değişmesini beklediğimiz Pacers bakalım bu değişimi Heat karşısında gerçekleştirebilecek mi?  Seri öncesi kesin olan tek şey var, işler kesinlikle geçen seneki gibi olmayacak!

      Dipnot:  Şu yaşadığımız günler belki basketbol konuşmak -  yazmak için doğru günler değil ama biraz olsun gündemden , şu yazdığım şey   yaşananlardan kendimi soyutlayabildiğim ender 1-2 saat geçirmeme sebep oldu. Unutmayın ki adalet elbet yerini bulacaktır.,Yaşananların hesabı bir gün elbet sorulacaktır. En azından bizler bunun için elimizden gelen her şeyi sonuna kadar yapmalıyız.

                                                                       


4 Mayıs 2014 Pazar

Nba Playoffs 2014 İlk Tur Maçlarının Değerlendirmesi

                                   
                                    INDIANA PACERS : 4  - 3 :ATLANTA HAWKS


        Belki de Nba tarihinin gelmiş geçmiş en güzel 1. tur serilerini geride bıraktık. Toplan 8 eşleşmenin 5 i 7.maçlara kaldı.  Bir çok karşılaşmanın sonucu da uzatmalarda belli oldu. Böyle bir ilk turun ardından konferans yarı finallerine kalbimiz dayanacak mı gerçekten bilemiyorum.

        Playoff öncesi favori olarak gösterilen bir çok takım bu serilerden oldukça iyi dersler çıkardığını
düşünüyorum. Bunların başında da kesinlikle Indiana Pacers geliyor. Özellikle son maç sonrası sahada duruşları ile içinde bulundukları bunalımdan çıkmış gibi görünüyorlar ki bu Pacers'ın belki de 2 aydır en büyük sorunuydu bu. Başta dediğim gibi Pacers için çok önemli ve öğretici bir seri oldu Hawks serisi. Hawks'ın dış atışlar ile sürekli bunalttığı ( Hawks son maç 43 3 sayılık atış denemesinde bulundu. Nba Playoff Rekoru ) , sürekli konsantre olmaları gereken karşılaşmaları geride bıraktılar. Aslında seri boyunca Pacers sezonun başından beri yaşadığı hücum sorununa çözüm buldu. Fakat onları önemli bir takım yapan özelliği olan savunmalarından eser yoktu son maça kadar. Son maçta ise işler tamamen değişti. Sürekli bunaltan , pota altını Hibbert sayesinde karartan Pacers geri geldi ve  7. maçtan galip ayrılmayı başardılar.

        Hawks ise seri boyunca elinden gelenin fazlasını yaptı. Tamamen kendi basketbollarını Pacers'a kabul ettirdi. Kötü durumda olan Pacers'ın bu durumu oldukça iyi değerlendirdi ve kimsenin umut vermediği Hawks son maçta yarı final şansını geri tepti. Kısmen başarılı olan bir sezona böylece güzel bir nokta koymuş oldular.

       Pacers ise son maçta her ne kadar toparlanmış olarak görünmüş olsa da gelen bu süreç dolayısı ile herkesin kafasında bir şüphe ile konferans yarı finallerine girecekler. Bakalım yarı finallerde iyi  Pacers'ı mı yoksa bunalım dolu olan Pacers'ı mı göreceğiz ?

                                 CHICAGO BULLS : 1  -  4 : WASHINGTON WIZARDS

      Chicago Bulls bir sezona daha ilk turda elenerek veda etti. Noah'ın sırtında taşıdığı takım bu seneyi de boş geçti. Bunun  için ortada bir çok neden var tabi ki. Sezonun başında sakatlanan Rose'un bu seneyi de boş geçmesi , hücum olarak oldukça sınırlı olmaları , Boozer'ın hayal kırıklığı yaratan performansı bunların başında geliyor elbette. Bu yaz kesin olarak yeni bir oluşuma girecek olan Bulls buna ne kadar ihtiyacı olduğunu bu seride bize bol bol gösterdi.

      Wizards ise kendileri için harika bir seriyi geride bıraktı. Her ne kadar formsuz olsa da oldukça iyi bir
savunma takımı olan Bulls'a karşı harika hücum ettiler. Sezon başından beri devamlılık sorunu yaşayan Wizards Playoff'lara ne kadar konsantre geldiğini herkese gösterdi. Özellikle hücumların Wall - Beal üzerinden değil de Nene üzerinden şekillenmesi hücum aksiyonlarının daha verimli olmasını sağladı. Ariza'ya da değinmek gerek herhalde. Oldukça iyi bir savunmacı olarak bilinen Ariza bu seride takımın en kilit isimlerinden biriydi. Savunmanın yarı sıra harika hücum katkısı verdi. Wall - Beal - Nene üçlüsüne konsantre olan Bulls savunmasını harika cezalandırdı ve sezon içinde hücum anlamında gösterdiği gelişimi Playoff'lara da yansıtmış oldu. Wizard bu performansı ile konferans yarı finalinde karşılacağı Pacers karşısına da favori olarak çıkıyor bence. Bakalım sezonun Sürprizi Wizard mı olacak ?

                         
                       TORONTO RAPTORS : 3  -  4  : BROOKLYN NETS

            Batı konferansın da her maçı klasik olmaya aday karşılaşmaların arasında unutulan bir seri gibi olsa da 7 maçlık adeta " kan gövdeyi götüren " bir seriyi geride bıraktık.

            Genç Raptors takımı ellerinden geleni yaptılar. Özellikle seyircisi ile bütünlüğü yakalayan Raptors
belki de sadece bir blok ile seriyi kaybetti. Lowry ve 2. maç 4. periyot sonrası açılan Demar Derozan Raptors'ın seri boyunca kilit isimleri oldu. Her maç harika hücum performansları izlettiler bizlere. Takım olarak da skor ne olursa olsun sürekli oyunun içinde olan , sürekli maçı arzulayan bir takımdı Raptors. Harika bir genç kadroya sahipler. Gelecek için umut veren bu genç takım kendileri için belki de yaralayan fakat aynı zamanda oldukça öğretici olan bu seriden maalesef elleri boş dönüyorlar.

             Nets ise belki de tecrübenin bazı yerlerde ne kadar önemli olduğunu bizlere gösterdi. Egolarından tamamen arınmış Pierce Ve Garnett ile hücum açısından harika bir seri geçiren Joe Johnson takımı sırtlayan isimlerdi. Zaten seriyi de son saniyede Pierce'ın bloğu ile kazandılar diyebiliriz. Toronto'nun bunaltan topa baskısını , sürekli olarak Johnson'a gelen ikili sıkıştırmaları akıllı oyunları ile aştılar. Deron Williams' a değinmek gerekirse şunu söylemek gerek sanırım. Artık eski Deron Williams'ı sanırım hiçbir zaman göremeyeceğiz. Özellikle delicilik konusunda tamamen bitmiş durumda. Şuanda şutu var olduğu sürece iyi bir guard olacak gibi duruyor. Bu artık işlerin daha ciddiye binmesi ile değişir mi bilmiyorum ama sürekli gelen bilek sakatlıkları ve ağrıları ile zor gözüküyor. Nets çok zorlu bir seriyi geride bırakarak dinlenmiş Heat karşısına gelecekler fakat sezon içindeki maçlarda Heat maçlarına bu kadronun ayrı bir performansla çıktıklarını da unutmamak gerek. Harika bir seri bizleri bekliyor.

                             MIAMI HEAT : 4  -  0 : CHARLOTTE BOBCATS

               Belki de yıllar boyunca konuşulacak bu harika ilk tur serilerinin en sıkıcı serisiydi diyebiliriz.
Özellikle Al Jefferson'ın ilk maçta ayağından sakatlanması ile seri noktalanmış oldu desek çok da yanılmayız. Her ne kadar son maç harici Al Jefferson oynasa da sahada ayaklarının onu taşıdığı değil , onun ayaklarını taşıdığını çok net bir şekilde görebiliyorduk. Bobcats yinede son saniyeye kadar ellerinden geleni yaptı. Bence kendilerince harika geçen sezonu karakterli bir şekilde noktaladılar.

              Heat için ise ısınma tadında bir seri oldu. Her ne kadar geçen seneki  Bucks serisi kadar rahat bir seri olmaması belki de onlar için gelecek için en önemli şey. Normal sezonda da her ne kadar rölanti de gitmiş olsalar da bakalım yarı final maçlarında şampiyon seviyesine çıkabilecekler mi ?


                           SAN ANTONIO SPURS : 4  -  3 : DALLAS MAVERICS

                  İlk turların bu kadar efsanevi olmasını sağlayan en önemli seriydi bu seri. Tamamen taktik savaşların döndüğü hiçbir molanın Tv molası olmadığı bir seriydi. Seriyi güzelleştiren , seriyi bu hale getiren tabi ki de Dallas Maverics'ti.

                 Mavericks sezon boyunca iyi bir hücum takımı fakat vasat bir savunma takımı olarak ön plana
çıktı. Bu seride ise işleri tersine çevirmeye başladılar.Playoff'un en güzel tarafı olan tek rakibe göre hazırlanmayı en iyi şekilde kullandı Maverics. Spurs'ün adeta makine gibi işleyen hücum düzenini alt üst ettiler. Her perde de adam değiştirerek sürekli Spurs'ün kafasını karıştırarak Spurs'ü bütün hücum setlerine ters oynatmaya ittiler ve serinin anahtarı da bu oldu. Seri de bir çok hikaye var aslında. Vince Carter'ın son saniye 3 sayılık atışı ile maçı kazandırması , Dalembert'in sakatlanması bunlardan sadece bir kaçı. Dallas yapabileceğinin en iyisini yaptı fakat sonunu getiremedi. Peki neden getiremedi ?

                  Spurs yıllardan beri bu seviyede oynayan , Özellikle Duncan, Parker, Ginobilli ve tabi ki Pop ile her türlü maça çıkmış bunları yaşamış bir takım.İlk 4 maçın mutlak hakimiydi  Dallas. Spurs  bu akıl oyunlarına başta çok yanıt veremese de son 2 maç çok ayrı bir Spurs izledik. Özellikle erken hücum etmeye alışan , kimlik değişimini sağlayan Spurs, hücum setlerinin çoğunun  uzunlar üzerinden pas alışverişi ile oynayınca Dallas'ın sürekli adam değiştiren savunması bir çok kötü eşleşme ile çoğu kez dezavanjlı durumda yakalandı. Spurs savunma konusunda da 5. maç Carter'ın çıldırması dışında Dallas'ın dış atış bulmasına izin vermedi. Nowitzki savunmasın da Splitter harika iş çıkardı ve özellikle son maç ne kadar üstün olduklarını çok net bir şekilde gösterdi.Sonunda akıl oyunları ile dolu koskocaman seriyi Spurs kazanmasını bildi.Bu seri eminim ki Spurs'e çok şey katmıştır.Kendi düzenleri işe yaramayınca rakibe göre ayak uydurmaya alışmaları ve daha bir çok şey Spurs'ü çok daha iyi bir takım haline getirmiştir. E böyle bir güzel seriden sonra da bize çok şey demek düşmez. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.

                         HOUSTON ROCKETS : 2  -  4 : PORTLAND TRAİL BLAZERS

                     İlk turun harika serilerinden biri de bu seri oldu. Gerçi Batı da oynanan her seri inanılmaz maçlara tanıklık etmemize neden oldu. Bu seri ise Harden'ın çöküşü ve Aldridge ve Lillard'ın  yükselişi ile hatırlanacak.

                     Houston sezon boyunca devamlılık sorunu yaşadı. Maç içinde sürekli kopma yaşayan bir
takımdı. Özellikle savunma konusunda eksiklikleri oldukça canlarını  sıkıyordu. Fakat kadro kalitesi onları buraya kadar getirdi. Sezona 2 uzunla Howard ve Ömer ile başlayıp daha sonra Jones'un yüksek performansı ile ilk 5'e yerleşmesi hücum konusunda Rockets'a hücum konusunda daha çok esneklik kattı. Fakat bu seride işler öyle olmadı. Özellikle Aldridge savunmasında çok büyük sıkıntılar yaşadı Rockets. Howard'ın eski savunma korkutuculuğunun olmaması ve Aldridge enfes oynaması Rockets'ı tekrar Howard- Ömer ikilisi ile oynamaya itti. Böyle olunca sezon içinde bulduğu karakteri kaybeden Rockets seri boyunca çok zorlandı. Takımın skor yükünü çöken Harden ise felaket bir seri geçirdi. Seri boyunca tamamen ortalıktan kaybolan Harden savunma eksikliği yüzünden Lillard ve Wesley Matthews'ın savunması konusunda oldukça sıkıntı çekti Rockets.

                       Portland ise harika bir seri geçirdi. Sezon başı ve ortasında yakaladıkları yüksek performansı takım halinde bu seride de gösterdi. Baş aktörlerin rollerini oldukça iyi oynaması ve özellikle ilk beşinin maksimum katkısı serinin anahtarlarından biri oldu diyebiliriz. Sezon içinde yükselen yıldızlar Lillard ve Aldridge bu seride göz kamaştırdı. Akıcı hücumları ve Harden'ı  kurulan baskı ile adeta hayattan soğuttular ve yıllar öncesinde Brandon Roy'un maç kazandıran basketinin birebir aynısını bu sefer bitime 0.9 saniye kala Damien Lillard attı. Lillard şuanda oynadığı basketbol ile süperstar seviyesine çıktığını bizlere bir kere daha göstermiş oldu.Seriyi , bu seriye yakışan bir şekilde son noktayı koyan Portland oynadığı basketbol ile Spurs ve bütün takımlara sezon içinde olduğu gibi göz dağını vermiş oldu.

                       LOS ANGELES CLİPPERS : 4  - 3 : GOLDEN STATE WARRIORS

             Temponun bir an bile düşmediği seyir zevkinin yüksek olduğu bir seri oldu bu seri. Zaten GSW'yi izlemek her zaman büyük bir keyif. Oynadıkları basketbol ve tabi ki Stephen Curry basketbol sevenler için bir nimet gibi. Ve gün olsa izlerim dediğim bu seride kazanan Clippers oldu.

               Clippers sezona özellikle Doc Rivers'ın gelişi ile oldukça umutlu başladı. Blake Griffin'in hücum konusunda özellikle orta mesafe şutlarında   göstermiş olduğu gelişim takımı bir kaç seviye daha yukarı çekti. Fakat sezon boyu sakatlıkla boğuşan Chris Paul bu seri boyunca da bacağındaki sakatlık yüzünden %100 oynayamadı.Chris Paul'un sakatlığı takımın özellikle organize olmasında oldukça sıkıntı yaşamasına neden oldu. GSW'nin kısa kadrosunun  baskılı savunmasına ve tempolu oyununa yanıt vermekte oldukça zorlansalar da 7. maçta galip gelerek seriyi kazanmayı başardılar. Son maçta ise Deandre Jordan ve J.Crawford  sahneye çıktı. Jordan'ın pota altını karartması GSW'yi tamamen dış atışlara dayalı oynamaya itti ve GSW maçı dış atışlar ile sadece bir yere kadar getirebildi. Maçın sonunda Doc Rivers'ın ve oyuncuların reaksiyonları birbirlerine ne kadar bağlı olduklarını ve Doc'ın takımın lideri olduğunu bütün oyuncularına hissettirdiğini net bir şekilde görebildik.


               GSW belki de Nba in seyir zevki açısından en iyi takımı. Zaten Curry'i izlemek ayrı bir zevk. Belki de şuanda Nba'in en iyi şutörleri arasında. "Splash Brothers" yani Kley Thompson - Stephen Curry ikilisi günümüz basketboluna farklı bir bakış açısı getiren bir ikili. Oldukça genç bir kadroya sahip olan GSW dinamizmi ve tempolu oyunu ile Clippers'ı oldukça zorladı. Ve belki de 1-2 detay ile bu sezon ki  maceralarına nokta koydular. Fakat gelecek sezonlar için oldukça umut veren bu genç kadro, ileride çok daha iyi yerlere gelecektir bundan eminim.

                            OKLAHOMA CITY THUNDER: 4  -  3 : MEMPHİS GRİZZLIES

              Serinin 7 maç sonunda bitmesi  "Klasik Memphis" demenize yol açsa bile işler bu sefer pek öyle değildi.
               OKC belki de Nba'in en potansiyelli kadrosuna sahip bir takım. Fakat korkarım ki bu potansiyeline hiçbir zaman  ulaşamayacak bir takımda aynı zamanda. Koç Scott Brooks'un kadro konusundaki yönetim beceriksizliği gün geçtikçe ilerlemeye devam ediyor. Derek Fisher ve Caron Butler'a anlamsız bir şekilde oldukça uzun süreler vererek  Brooks elindeki genç kadroyu sezon boyunca Playoff'lara hazırlayamadı. Bunca süredir hala takımı bir üst seviyeye getirememesinin yanı sıra elinde  skorer kimlik açısından Nba'in en büyük yıldızına  sahip olmasına rağmen, Durant hala bulduğu her sayıyı kendi yaratıcılığı ile buluyor. OKC'yi izlerken sahadaki oyuncuların sanki doğaçlama olarak oynadığınızı düşünüyorsanız korkmayın yalnız değilsiniz.

                OKC bu seride oldukça zor zamanlar geçirdi. Memphis'in inatçılığı , savunma konusundaki üstün  

başarısı onları oldukça zorladı. Hatta öyle zor zamanlar geçirdiler ki Durant'in bile sorgulanmasına neden oldu. 7. maça kadar Memphis savunmasına bir türlü istedikleri gibi hücum edemeyen OKC 7. maçta işleri tam tersine döndürdü. Nba Playoff tarihinin bir maçta takım olarak en yüksek yüzde ile hücum eden takımı oldular.Fakat tabiki  serinin kazanılmasındaki en büyük faktörlerinden biri Zach Randolph'un 6. maçta Steven Adams'a yaptığı hareket sonrası 7. maçta cezalı olması oldu. Zaten hücum konusunda kısıtlı olan Memphis Randolph'un eksikliğini maç içinde oldukça aradı. Memphis seri boyunca kendi kimliğini son maşa kadar göstermeyi başardı. İnatçılığını, skor ne olursa olsun maçtan kopmamayı ve savunmadaki başarıları ile oynadıkları seriyi bir kez daha 7. maça kadar getirme başarısını gösterdiler fakat yine 2 sezondur olduğu gibi hücum konusundaki eksiklikleri ve Mike Conley'nin sakatlığı ve Randolph'un eksikliği sezona nokta koymalarına neden oldu. Gelecek sezon için bu hücum sıkıntılarını nasıl çözecekler bilmiyorum fakat buna bir çözüm bulamadıkça Memphis'in daha ileriye gitmesi oldukça zor gibi gözüküyor.    

18 Nisan 2014 Cuma

Nba Playoff 2014* Chicago Bulls- Washington Wizards

    Yazılarda hep doğunun güçsüzlüğünden, takımların bu seneyi değil gelecek olan draftan oyuncuları hedeflediklerini ve sezonu bu amaca göre oynadıklarından bahsettik.

     Wizards da bu sene uzun yıllardan sonra en başarılı sezonunu geride bıraktı.Aslında sezon öncesi kimse
Wizards'ın playoff yapmasını beklemiyordu. Hatta bunu kendileri bile bekliyor olamazlar sanırım. Fakat doğu takımların içler acısı hali ve biraz inanç ve umut ile kendilerini Playoff içinde buldular. Sezon içinde takımın yıldızı John Wall oyununu bir üst seviyeye çekebildi ve takım da doğru işleri doğru şekilde yapmaya çalışarak başarının gelmesine neden oldu. Normal sezon içinde bile maçlardan çok kolay kopabilen bir düşünceye sahip olan bu genç kadro Playoff'larda ne kadar başarı sağlayabilir büyük merak konusu tabi ki.

     Chicago Bulls ise bu sene de Playoff'lara alıştığımız gibi giriyor.Sezona D.Rose'un 1 yıllık sakatlıktan dönmesi ile büyük umutlarla giren Bulls yine playofflarda Rose'un tekrar sezon için sakatlanıp sezonu kapatmasıyla ekmeğini taştan çıkarak bir şeyler yapmaya çalışacaktır. Yaptıkları işe çok saygı duysam da gelebilecekleri en büyük yer geçen seneki gibi duruyor. Her ne kadar geçen sene kadar hücum konusunda büyük tıkanıklar yaşamasalar da, playoff atmosferinde ellerindeki hücum gücü ile bir yere gelebilmeleri maalesef pek mümkün gözükmüyor. Bu seriyi geçebileceklerine inansam da geçmeleri ihtimalinde bundan sonraki turda kimle oynarsa oynasınlar sıkıntı yaşayacaklarını düşünüyorum. Joakim Noah ve sahada  yaptıkları için, oyun  aşkı,  oyun inancı- inatçılığı için Bulls'un en iyi yerlere gelmesini yürekten isteyerek; Tahmin  : 4-2 Chicago Bulls  

Nba Playoff 2014* Toronto Raptors- Brooklyn Nets

    Daha öncede yazdığım gibi bu sezon özellikle doğuda sezon öncesi beklentilere göre epey değişik şeyler oldu.Olan bu değişikliklerden ikisi bu takımlar ve performansları. Biri sezon öncesinin en flaş takımı Brooklyn Nets , diğeri ise sezonun en beklenmedik işlerinden birini yapan Toronto Raptors.

     Brooklyn Nets sezon öncesi en çok konuşulan takımlardan birisiydi. Yaptığı transferler ile yaşlı kurtlardan
oluşan yıldızlar topluluğu bir oluşum ile sezona girdiler. Genel kesim özellikle sezon öncesi takımın  ilk 5'ine baktığında ( D. Williams, Joe Johnson, Paul Pierce, K.Garnett ,B. Lopez ) bu sezon için şampiyonluk adaylarından biri olarak gösteriyordu. Fakat sezon başladığında işler beklenildiği gibi gitmedi.Çiçeği burnunda koç Jason Kidd'in koçluğa alışma süreci ise çok uzun sürdü. Takımdaki hemen hemen herkesin beklenenin çok altında  oynaması , özellikle Deron Williams'ın yaşadığı sakatlıktan bir türlü kurtulamaması ve belki de en büyük sıkıntı yaşadıkları şey bu kadronun üzerine kurulduğu Brook Lopez'in sezonu kapatması oldu. Sezona yanlış hatılamıyorsam 6-16 ile başlayıp daha sonra özellikle all star ve sonraki 1 aylık süreçte Joe Johnson'nın önderliğinde ve özellikle Paul Pierce'ın rolünü belirleyip Kidd'in takıma biraz daha sahip çıkmasına yardımcı olmasıyla beraber 6.sıradan Playoff'a girmeyi başardılar. Şimdi ise sıra bu kadronun belki de en iyi bildikleri şey olan Playoff maçlarında takım tarihi için çok önemli bir yılı geriden bırakan Raptors ile karşılaşacaklar. Sahip oldukları tecrübe avantajı çok önemli olsa da uzun soluklu ve yorucu serilerin üstesinden gelebilecekler mi onu hep birlikte göreceğiz sanırım.

      Uzun süre sonra tarihinin en başarılı yılını şimdiden geride bırakan Raptors içinse çok önemli bir seri olacak. Takımdaki çoğu oyuncunun ilk Playoff deneyimi olacak ve bu tamamı genç kadro için o psikolojinin üstesinden gelmek pek de kolay olmayabilir. Normal sezon için Raptors hakkında bir şeyler söylemek gerekirse , bu sezon 2 maçlarını izleyebilme fırsatım oldu. İlk izlediğimde takımda Rudy Gay vardı. Daha sonraki maç da ise Rudy Gay yoktu ve bu 2 takım arasında dünyalar kadar fark vardı. Rudy Gay'in takımdan ayrılmasından sonra daha dengeli,  ön plana çıkması gereken oyuncuların ön planda olduğu, yüksek skorlarla değil savuması ile maç ve maçları kazanabileceklerinin bilincinde olan ve  her konuda oldukça dengeli olan bir takım Toronto Raptors. Her ne kadar oldukça olumlu işler yapıp olumlu basketbol oynuyor olsalar da tecrübe eksikliğinin ve hücum konusunda yer yer yaşadıkları sıkıntıların bu turu geçmelerinin önünde büyük bir engel olacağına inanıyorum. Tahmin yapılması zor bir seri olsa da benim tahminim ; 4-2 Brooklyn Nets

Nba Playoff 2014* Miami Heat - Charlotte Bobcats

    Belki de sonucu en kesin eşleşmelerinden biri olsa da izlerken en fazla keyif alınması gereken serilerinden biri olması gerekiyor bu eşleşmenin.Ve şunu göz arda etmemeliyiz ki  bu seride ana karakter kesinlikle Miami Heat değil, Charlotte Bobcats'tir.
    Geçen seneyi ligin dibinde bitiren Bobcats'in bu seneyi de bundan farklı geçireceğine kimsenin inanmadığını açıkça söyleyebiliriz sanırım. Sezon öncesi yapılan takviyelerden elde tutulur sadece Al Jefferson olmasına karşılık, takım bir şekilde playoff yapmayı başardı. Peki bunu nasıl yaptı?
    Öncelikle Al Jefferson harika bir normal sezonu geride bıraktı. Yıllardır beklenen seviyeye sonunda bu yıl
ulaşan Al Jefferson kariyerinin en iyi yılını geçirdi desek çok da yanılmış olmayız sanırım. Bunda da en büyük pay sahibi kesinlikle koç Steve Clifford'a ait. Takımın neredeyse tüm hücum aksiyonlarını " Big Al " üzerinden post-up üzerinden oynatıp, 4 dış şutör 1 uzun saha dizilimi ile ve pas trafiğinin de önce uzunlardan başlayıp ardından dış oyunculara doğru giden ,  dış oyuncuları da rahatlatan bir sistem ile oynattı bütün yıl. Oyun içinde özgürlük isteyen oyunculara yer yer bu özgürlükleri de verip neredeyse takımdaki her oyuncudan maksimum verim alabilmeyi başardı koç. Evet bu takım belki de bu sezon " Tanking " yapan bir çok doğu takımının olduğu bir yerden  playoff'a kalıyor olsa da yine sezon içinde yaptıkları ile başta Koç Steve Clifford olmak üzere büyük bir övgüyü hak ediyor.
     Serinin mutlak favorisi Miami Heat' den de bahsedecek olursak. Heat bu sezonun normal maçlarını  biraz daha düşük vites de geçirdi diyebiliriz fakat  son 3 yılda, 3 final 2 şampiyonluk yaşamış olan bir takımın normal sezonda çok da yüksek viteslere çıkmasını beklememek gerek zaten. Miami yine aynı Miami olacaktır elbette Playoff maçlarında. James ise çok  daha olgun bir basketbol ile çok daha fazla egolarını bir kenara bırakarak geliyor gibi bu yıl.  Sezon öncesi  doğu konferansı için en büyük rakibi olan Indiana Pacers'ın da oldukça büyük bir form düşüklüğü içinde olduğunu hesaba katarsak,  Heat yine bu yıl doğu konferansı 1.liği için en büyük aday. Bu seri içinde bir tahminde bulunacak olursak; 4-0 Miami Heat 
      

Nba 2014 Playoff * Indiana Pacers - Atlanta Hawks

      Bu yıl  playoff lar belki de uzun süre sonra " Her sonuca açık seri"  bakımından  önemli bir yıl gibi duruyor. Bazı eşleşmeler çok dengeli. Bazı eşleşmeler ise favorilerin formsuzluğundan dolayı bilinmeyenler ile dolu. İşte bu eşleşmelere en önemli örneklerden birisi de Pacers - Hawks serisi kesinlikle.
      Serinin ev sahibi avantajlı takımı, doğu 1.si İndiana Pacers çok ilginç bir normal sezonu geride bıraktı.
Sezon başı özellikle Paul George'un önderliğinde harika başladılar. Roy Hibbert bu harika savunma takımının ,  belki de daha önce yapması gereken şeyi yapıp savunma lideri görevini üstlendi. İlerleyen maçlarda ise  Nba'in en korkulan pota altı oyuncularından birisine dönüştü. Paul George için ise herkes artık superstar seviyesine çıktığını söylüyordu. Hatta sezon başı performansı ile erken Mvp adaylarının arasındaydı Paul George.Pacers ise sezon öncesi yaptığı takviyeler ile belki de en önemli 2 sorunundan biri olan bench katkısını Cj Watson , Luis Scola gibi önemli parçalar ile doldurdu. Savunma kısmında ligin en iyisi olan bu takım, delicilik sorunu dışında hücumunu da bu takviyeler ile birlikte belirli bir seviyeye çekti. Fakat ne olduysa Allstar hafta sonundan sonra oldu. Takım  her anlamda inanılmaz bir düşüşe geçti. Paul George belki de geçen senenin ilk yarısına göre bile daha kötü oynar geldi. Savunmada harika işler yapan Roy Hibbert dahil takımda genel olarak muazzam bir düşüş oldu. O kolej havası var denilen takım bir anda mağlubiyetlerden sonra birbirini suçlayan bir takım haline dönüştü .Bu 2 aylık süreçte hedef maç olarak görülen Heat maçı dışında iyi performans gösterilen başka  bir karşılaşma da  yok zaten.Takım sayı bulamaz hale geldi. O muazzam olan savunmaları bile düşüşe geçti. Belki de şanslarına playoff da bu  sezona iyi başlayan daha sonra Al Horford ve Allstar Millsap'in sakatları ile düşüşe geçen Atlanta Hawks ile eşleştiler.

        Hawks gerçekten yaşanan sakatlıklara ve kadro yapısına göre oldukça iyi bir sezon geçirdi diyebiliriz.Kısıtlı kadro ile belki de doğunun bu sezon ki güçsüzlüğünün de etkisi ile sezonu uzun bir süre ilk 4 içinde geçirdiler. Daha sonra gelen Al Horford sakatlığı ile birlikte takım dibe düşmeye başladı. Millsap de uzun süreleri sakat olarak geçirdi. Bu kötü dönemi geçmiş maçların ekmeğini yiyerek sezonu 8. bitirmeyi başaran Hawks ,  Millsap'in geri dönmesi ile birlikte playoff lara bir nebze de olsa inançlı girdiler. Fakat yine bu kısıtlı kadronun Playoff için yeterli olacağını sanmıyorum. 

         Her ne kadar Pacers çok kötü durumda olsa da ben bu genç, daha önce birbirine inanan takımın kendilerini toparlayarak seriyi kazanacaklarına  inanıyorum. Eğer sezonu koydukları hedefleri yerine getirerek bitirmek istiyorlarsa bu seri onlar için bulunmayan hint kumaşı. Tahminim:  4-1 Pacers