28 Mayıs 2012 Pazartesi

Geç Olsun Güç Olmasın.- Nba Batı Finali 2012

       

                                San Antonio Spurs    -    Oklahoma City Thunder 


     Yazının zamanının geciktiği aşikar olsa da , Amerikan basketbol liginde konferans finalleri varsa , biz de de üniversite finalleri var maalesef. Her ne kadar bugün 2 sınavım olduğu için yazıyı zamanında yazamamış olsam da , madem sabahlamışız , e beklentilerin bu kadar büyük olduğu bir maçı kaçırabilir miydim?! Belki girdiğim iki finalden de kalacağım ,  fakat pişman mıyım ? Asla!

       Bu sabaha karşı  gerçek anlamda basketbol izledik. Uzun zamandır bu kadar heyecanlı , bu kadar  kaliteli bir Nba maçı izlediğimi hatırlamıyorum. San Antonio amiyane tabir ile " Şiir gibi " basketbol oynadı. Bir takımın yapması gereken her şeyi yaptılar. Neredeyse her hücum da farklı bir oyun denediler. Pota altına topu indirdiler. Katlar yaptılar vs. Özellikle işin savunma kısmında harikalar yarattılar. G. Neal ın göğsünü siper edip kazandırdığı hücum fauller  , Oklahoma nın büyük üçlüsünü  mükemmel derecede savunmaları , Spurs ün savunmasının hangi seviyede olduğunu bizlere gösterdi. Her şeyi en iyi şekilde yapmaya çalıştılar. Başardılar da. Sezon başından beri oynadıkları takım oyununu dün en iyi şekilde sahaya yansıttılar. Spurs e oranla daha dinamik , daha genç olan Oklahoma , karşısında sanki yaş ortalaması 20 olan bir takım buldu. Dünkü maçı izleyen taraflı , tarafsız herkes San Antonio Spurs ün oyununa saygı duydu orası kesin.

      Oklahoma aslında her zaman ki oynadı. Ya da oynamaya çalıştı desek daha doğru olur. Fakat karşılarında kendilerini o kadar iyi analiz etmiş bir takım vardı ki , maçı kazanmaları çok çok zordu. Ve başaramadılar da. Tabi ki bugünkü maç bütün serinin böyle gideceğini göstermez ama , her maçından keyif alacağımız bir seri bizleri bekliyor orası kesin. Oklahoma bu maçtan sonra yapması gerekenleri daha iyi görmüş olmalı. Hücum artık sadece Perkins veya İbakanın tepeden perdesi ile Westbrook un şut atması ile ya da Durant in bireysel yetenekleri ile veyahut  Harden nın  içeri zorlamaları ile çözülecek gibi gözükmüyor. Daha çok pas yapıp , en doğru hücumu seçmek zorundalar. Savunma da daha agresif olup San Antonio yu set hücumu dışına çıkarmaları gerekiyor. İşleri hiç ama hiç kolay değil fakat seri en azından 7.maçı görecekmiş gibi hissediyorum. Ya da belki de böyle bir seriden 7 maç izlemek istediğim içindir bu his bilmiyorum.

       Ama kesin bir şey varsa , bu seri uykusuz kalmanıza , sınavlarınıza daha az çalışmanıza kesinlikle değecek bir seri. San Antonio bu oyununu ne kadar devam ettirebilecek , Oklahoma buna cevap olarak ne kadar kendilerini zorlayıp San Antonio nun canını sıkabilecek , yakın zamanda bunu göreceğiz.

27 Mayıs 2012 Pazar

NBA DOĞU FİNALİ 2012

     
                                   
       İşte beklenen anlar geldi diyebiliriz. Mücadelenin tavan yapacağı , her top için ölünecek maçlara  geldik. Özellikle doğu finalleri Nba finallerinden bazen daha da sert , daha da çok  mücadele üst seviyelerde olur. Buraya hak ederek gelmiş iki takım var karşımızda. Miami sezon başından beri oynadığı basketbol ile bu seviyelere çıkacağını göstermişti bizlere.  Zaten  geçen  senenin finalistinden bahsediyoruz. Zorlu bir İndiana serisinden geldiler. Sertlik seviyesinin , gerginlik seviyesinin çok çok arttığı maçlar oynadılar. Wade bir ara " boşluğa " düştü fakat sonra kendini bulup seriyi getiren 2-3 maç oynadı. ( son maç 41 sayı 17-25 ile )  Miami İndiana serisinde uzun savunmasını hiç yapamadı ve bu seride karşılarında  oldukça form tutmuş Kevin Garnett ve Brendon Bass var. Uzun savunması Miami için çok kritik olacaktır. Tabi ki Chris Bosh ın dönüş zamanı ve nasıl döneceği  hem hücum için hemde savunma için çok önemli. Chris Bosh iyi bir savunmacı olmasa da hücum da Kevin   Garnett i ve Bass i oldukça yıpratacaktır ki bu da KG ve Bass in yüzdelerini aşağı çekecektir. Aynı zamanda  Miami maçlar da Lebron ve Wade in yanına alternatif  bir skorer bulamadıkça , işleri daha da  zorlaşacaktır.

    Boston cephesi içinse olumsuzlukların sayısı biraz daha fazla. Sezonun ortasından bu yana yaşadıkları sakatlık problemleri , özellikle uzun konusunda yaşadıkları problemler , bildiğiniz üzere hala devam etmekte. Kevin Garnett in hala nasıl olupta bu  kadar yorgunluğa rağmen bu seviye de basketbol oynayabiliyor , hala anlayamasam da  takdir edilmesi gerekilen bir durum kesinlikle.KG nin bu seviye de basketbol oynaması çok çok önemli Boston için. Ray Allen ise yaşadığı sakatlıktan sonra Doc Rivers tarafından kenardan oyunun momentumunu değiştimek için benç e çekildi. Her ne kadar bunun bir sorun olmadığı söylese de oyunu bu role alışamadığını gösteriyordu. Phili ile oynanan 7. maçta kötü attığı bir başka  maç oluyor derken karanlıkta şut antremanı yapan Ray Allen sonra kendini buldu. Miami serisi için onunda kendini bulması çok önemliydi. Geçen yazı da Rajon Rondo nun Boston için En önemli oyuncu olduğunu söylemiştim. Hala da fikrim değişmiş değil. Rondo aynı zamanda Nba de ki en şanslı oyuncu olabilir. Kevin Garnett , Paul Pierce , Ray Allen gibi efsanevileşmiş oyuncular ile birlikte oynuyor. Nba e geldiğinden beri bu kadar gelişmesinde bu oyuncuların katkısının çok büyük olduğu aşikar. Rondo yu sürekli iyi  bir şeyler yapmaya zorladılar ve zorluyorlar da. Bunun örneğini Phili serisinin 6. ve 7. maçlarında gördük. Rondo maçın başından beri konsantre olmadığı göstermişti ve bu kötü oyunu  Bostonun kaybetmesine neden oldu. Özetler de görebilirsiniz , Paul Pierce çocugunu azarlar gibi Rondo yu azarlıyor gerekli sorumluluğu almadığı için. Ve bunun sonucunda Rondo 7. maçta triple- double yaptı ( 18 sayı - 10 asist - 10 rib.  ) Triple double dan daha önemlisi , Paul Pierce maçın bitmesine 2-3 dakika kala 6. faulü alarak dışarı da kaldı. Takım topu ısrarla Rondo ya vererek sorumluluk almasını sağladılar ve Rondo bunun üstesinden geldi. Miami serisi için Rondo nun durumu  çok önemli. Kevin Garnett ile serinin en kilit adamlarından beri olacaktır Boston Cephesi için.

    Sonuç olarak harika bir seri bizleri bekliyor. Mücadelinin doruk noktasına ulaşacağı maçlar olacaktır. Konferans finallerinin tamam Cnn tarafından yayınlanacaktır bu arada. Bu yüzden benim gibi çalışmanız gereken lanet finalleriniz yoksa kapın bira ve cipsinizi , doyasıya izleyin maçları. Bu seri için tahmin yapmak her ne kadar zor olsa da artı - eksilere baktığımız da Miami dahaa avantajlı gibi gözüküyor. Normal sezonda Boston nın Miami ye karşı bariz üstünlük sağlaması ise daha da zorlaştırıyor tahminleri. Fakat ben Miami nini bu seriyi bir şekilde geçeceğine inanıyorum.

Nba Konferans Yarı Finalleri Değerlendirmesi - 4 * Celtics - 76ers

 

                                 Boston Celtics :  4   -  3  : Philadelphia 76ers


    7 maç sonuna bu sabaha karşı  biten seri , 90 ' ların 80' lerin düşük yüzdeli , sert savunmalı doğu takımlarının serilerinin benzeri oldu. Philadelphia 76ers bu sene kimselerin beklemediği yerlere geldi. Gerçi Chicago ' yu elemeleri Rose un sakatlanıp seriyi kapatması ve bunun üzerine psikoloijik çöküntüye girmelerinden dolayı olsa da , Boston a 7. maçta son ana kadar mücadele edip , sürekli  maçın içinde olarak kaybettiler. Aslında bu sezon başında oynadıklarını basketbol , bunları yapabileceklerini gösteriyordu bizlere. Fakat sezonun ilk 15 - 20  maçından sonra öyle bir düşüşe geçtiler ki... Sezonun sonunda ancak  8. sıradan play off hakkı kazanabildiler. Cepten yiyerek sezon sonunu zor getirdiler diyebiliriz. Bu kadar kötü bir takım play off lar gelince nasıl bir anda değişir bilinmez ama , inanılmaz bir değişim yaşadılar. Boston karşısında kimselerin şans vermediği takım , Boston ı Atlanta dan daha çok zorladı. Philadelphia 76ers  başarılı bir sezonu geride bıraktı kısaca. Takımda koça duyulan saygı iyice arttı. Herkesin rolü belli hale geldi. Özellikle genç bir takımda bu unsur çok çok önemli. İguodala nın artık potansiyel bir skorer olmadığı , takımın yıldızı değil önemli parçalarından biri olduğunu hem takım benimsedi hem de İguodala bu rolu benimsedi. Seneye daha iyi bir yıl onları  bekliyor gibi. En azından normal sezonu daha iyi bitirebileceklerine inanıyorum.
     
        Boston Celtics cephesinde ise işler o  kadar da iyi değil. Bu seri onları çok yıprattı. Özellikle sakatlıklar ile başı dertte olan bir takım için yorgunluk çok önemli bir faktör. Felaket şut atmaları ( özellikle 3 sayılık atışlarda , %26 ile attılar play off boyunca )  savunma konusunda istedikleri seviyede olamamalarını yorgunluğa bağlayabiliriz. Boston un en önemli oyuncu kesinlikle Rondo. Bunu bu seri de çok daha iyi anladık. Özellikle son maçta bu durumu gözümüze soktular desek çok yanlış olmaz. Takımın en önemli oyuncusu Rondo derken Paul Pierce ı  , Kevin Garnett i  bir kenara attığımız yok fakat , Rondo maça ne kadar konsantre oluyorsa o maç Boston için o kadar kolaylaşıyor. Miami karşısında ki şansları ise artık  diğer yazıya...
 

25 Mayıs 2012 Cuma

Nba Konferans Yarı Finalleri Değerlendirmesi - 3 * Heat - Pacers


             
                                              Miami Heat : 4    -   : İndiana Pacers 


  Heyecan dolu bir seri daha sona erdi. Her an her şeyin değişebildiği , Miami nin kırılma noktasına geldiği bir seri geride kaldı. İndiana Pacers , Orlando karşısında çok da iyi gözükmemişti aslında. Sorunlu Orlando karşısında  seriyi rahat geçmiş olsalar da , hücum da ki uzun sayılabilecek durağanlıkları , takımın yıldızı olan Granger ın istenilen önder haline gelememesi başlıca sorunlarından oldu. Miami karşısında da bu sorunları yaşasalar da , Miami nin sahasında alınan galibiyet takımı bir anda havaya soktu. Daha çok  inanarak oynamaya başladılar. Miami cephesinde ise çok kritik bir seriyi geride bıraktıklarını söyleyebiliriz. Özellikle D. Wade in Erik Spoelstra ile yaşadığı ufak çaplı sorun , Miami için hiç iyi sinyaller vermese de, kırılma noktası İndiana nun sahasında kazandıkları 4. maç oldu. Bosh ın sakatlığı , Wade in yaşadığı sorunlar , aynı zamanda Wade in felaket şut atması 4. maç öncesi dengelerin İndiana ya doğru kaymasına neden olsa da , Lebron Detroit serisinde ki maçtan sonra en efsanevi play off  maçlarından birisini oynadı. Kendi performansı dışında Wade i de oyuna sokması ise serinin kaderini değiştirdi. Wade - LeBron önderliğinde maçı kazanan Miami Heat , o maçla seriyi de aldı aslında. İndiana cephesinin gereksiz yere seriyi gerginleştirmesi de Miami için tuz , biber oldu desek yanılmış olmayız. Miami için bundan sonra ki sorunlar içinde en önemli görünen şey ise Chris Bosh ın ne zaman döneceği olacaktır.  Konferans finaline yetişmesi beklenen Chris Bosh , döndüğünde göstereceği performans ve bu seri de yıpranan Wade ve özeliikle LeBron nın bu performanslarını ne kadar aynı seviye de tutabilecekleri de belirleyici etkenlerden olacak.
        İndiana cephesinde ise aslında başarılı bir sezonu geride bıraktılar diyebiliriz. Her ne kadar seriyi kaybettikleri için doğal olarak hayal kırıklığı yaşıyor olsalar da , normal sezonu 3. tamamlayıp şampiyonluğun en önemli adaylarından Miami ye " ufak ayrıntılar " da kaybetmiş olmaları onlar için başarı sayılabilecek bir durum. Oldukça genç , potansiyelli bir takım. Gelecek için bol bol umut verdiler bizlere. Daha çok başarı içinse  , takım içinde ki önder sorununu , oyun sıkıştığı zaman hücumu rahatlatabilecek , bu genç takımı motive edebilecek birilerine ihiyaçları olduğu çok açık. Bu soruna çözüm bulmaları sonunda , onlar için beklenen başarının gelmesi içten bile değil.

24 Mayıs 2012 Perşembe

Nba Konferans Yarı Finalleri Değerlendirmesi - 2 * OKC - Lakers

                             

                           Oklahoma City Thunder : 4  -  1 : Los Angeles Lakers




    Beklentilerin haklı çıktığı bir seri oldu desek çok da yanlış olmaz sanırım. Belki de Lakers taraftarlığının verdiği duygu  olsa gerek , Lakers ın bu seri de OKC ye sürpriz yapabileceğini düşünüyordum. OKC her maçta ağırlığını , dinamizimini göstermiş olsa da , ufak ayrıntılar Lakers a pahalıya mal oldu. 2. maçı sonunda yapılan basit hatalar , basit top kayıpları , olmayacak savunma zaafları mağlubiyetin gelmesine ön ayak oldu. OKC  ise yapması gereken uzun savunmasını mükemmel yaptı. Kevin Durant ve Russell Westbrook u bir kenara koyarsak , James Harden bütün sezon olduğu gibi , bu seride de harika işler yaptı. Aslında dengeleri de her seferinde James Harden kenardan gelerek değiştirdi. Lakers cephesini özetleyecek olursak ; Lakers  için Pau Gasol devri bitmiş gibi geliyor.  İyi bir takas da gerek Bynum gerek Gasol ü elden çıkarabileceklerine inanıyorum. Çıkarmalılar gibi de gözüküyo maalesef. Hücum anlamında vasatı aşamadılar bir türlü. Tabi bunda Mike Brown ın " dahice " (!) hücum planlarının da etkisinin olduğunu söylemeden edemeyeceğim maalsef. Özellikle Kobe kenarda iken , bir tane Ramon Sessions - Gasol P & R ü oynatmayan , Bynum ı daha efektif kullanmayan Mike Brown ne düşünüyor inanın anlamış değilim. Hücum zaaflarının yanında Lakers ın bir tane de ceza şutörüne ihtiyacı olduğu bariz ortada. Bu Şutörün ne Matt Barnes , ne de Ron Artest in olmadığı besbelli. Lakers ın takaslarda buna da bir çözüm bulması şart. Lakers ın hücum zaaflarının yanı sıra , defansif anlamda da zaafları var. Bu normal sezonda çok gözükmese de Playofflar da iki dinamik takım karşısında  , Denver ve özellikle OKC karşısında  "yaşlı " , yavaş  kaldılar. Hele bazı maçlar da picklerden çıkamayıp Ty Lawson ve yine özellikle Russell Westbrook tan yenilen sayılar saç baş yoldurttu. (!) Lakersın futbol tabiri ile " kan değişimine " ihtiyacı olduğu çok açık. Bu kan değişimi koç yönünde mi olur oyuncu yönünde mi olur , yoksa ikisi de olur mu bilmem ama olacağı kesin. Mike Brown ın takımda kalma olasılığı maalsef yüksek gibi gözükse de bakalım yeni sezonda neler yapacak Lakers. Özellikle yaz sezonunu nasıl geçirecekler , merakla bekliyor olacağım.
     
       Oklahoma cephesinde ise işler gayet iyi gidiyor. Sezon sonuna doğru düşüşe geçtiği gözüken Russell Westbrook , bu seriyi oldukça iyi geçirdi. OKC savunma işinde de şampiyon olması gereken bir takım seviyesine gelmiş gibi .Kevin Durant - Russell Westbrook ikilisinin yanında belki de anlık katkı olarak , momentumun değişmesi açısından James Harden çok çok önemli işler yapıyor. Geçen seneden tecrübe kazanmış , taraftar desteğini sonuna kadar arkasına almış OKC , konferans finallerine oldukça moralli ve formda giriyor. San Antonio Spurs karşısında ise neler yapabilecekleri artık diğer yazıya kısmet olacak.

Nba Konferans Yarı Finalleri Değerlendirmesi - 1 * Spurs - Clippers

                         San Antonio Spurs : 4    -   Los  Angeles Clippers : 0


          Los Angeles Clippers ın ilk turda Memphis ' i elemesi , kimilerine göre sürpriz olurken , kimilerine göre beklenen bir sonuç oldu. Ben " Kimileri " grubundan sürpriz olduğunu düşünen taraftaydım. Bu tur için de Clippers için pek bir umudum yoktu aslında. Her ne kadar Chris Paul gibi bir öndere sahip olsalar da ,  onun da neredeyse bütün seri boyunca sakat sakat oynaması , Spurs ten tek  bir maç bile alamamalarına sebep oldu. Serinin 3. maçı aslında pek çok şeyi gösterdi bize.  Öncelikle Spurs ün bambaşka bir takım olduğunu gösterdi. Clippers ın sahasında ki bu maçta , Clippers 24 sayı önde olduğu maçı Spurs e verdi. Ya da Spurs 24 sayı geride olduğu maçı aldı desek daha doğru olur. 1. turda Memphis karşısında aynı başarıyı gösteren Clippers , işin acı tarafını bu sefer kendileri yaşadı ve seri aslında 4. maç oynanmadan bitti.  Kazanan tarafdan bahsetmeden önce kaybeden taraf hakkında bir şeyler söylemek gerekirse ,  Clippers  başarılı bir sezon geride bıraktı diyebiliriz. Yeni kurulan " toplama " bir takım için , Memphis gibi takım kimyasını oluşturmuş , üst düzey bir takımı elemek başarıdır bana kalırsa. Hücum konusunda sokak basketbolu stilinden vazgeçip , doğru düzgün hücum düzenleri ile daha da başarılı olabilirler bence. Az sonra söyleyeceğim şey için " Ne diyor lan bu adam ? "   deyip sayfayı kapatacağınızı tahmin edebiliyorum ama kapatmayın. Clippers ın başlıca sorunu bence Blake Griffin. Nedenine gelelim hemen. Blake Griffin büyük bir patlama yapmış olup , üst düzey atletik yeteneklere sahip olsa da , hücum için aynı cümleleri kurmak maalesef çok zor. Hala doğru düzgün " Sırtı dönük oyun " geliştirebilmiş değil ve işin inceliğini kavrayabilmiş değil.  Chris Paul ile birlikte takımın yıldızı olduğunu düşünürsek , bu konularda kendini ne kadar geliştirebileceği , Clippers için en önemli bilinmeyen gibi duruyor.

       
        Kazanan taraf  San Antonio Spurs içinse bu blog da yazmaya başladığımdan beri söylediğim gibi , buram buram Avrupa kokan , takım basketbolunu en ön planda tutan oyun stilleri ile benim için şampiyonluğun hala en önemli adayları. Yine serinin 3. maçına değinmek istiyorum. Maçın sonlarına doğru Gregg Popovich  kimilerinin hoşlanmadığı , kimilerinin takdir ettiği bir şey yaptı. Sahada  Reggie Evans ın olduğunu görüp, Clippers ne zaman hücum yapmaya başlasa ona faul yaptı.  ( Reggie Evans Nba tarihinin en kötü yüzde ile faul atan  5. adamı. ) Bu bazıları için anti - basketbol  olarak görülse de , maçı izlerken takdir ettim açıkçası. Hatta keyiflendim desem yalan olmaz :)  Bana kalırsa Gregg Popovich o taktiği ile çok şeyi  gösterdi. Öncelikle ne kadar iyi bir koç olduğunu gösterdi. Neden böyle dediğime gelirsek ,  o maçta takım 24 sayıdan geri gelmiş ve o maçı almak takımın psikolojisi için çok önemliydi. Gregg Popovich dr bunu yaptı. Bazen kazanmak için  " çirkef" olmak gerekir. Bazen de anti basketbol oynamak gerekir. Gregg Popovich takımına kazanmak için neler yapılacağını çok net gösterdi ve bu şampiyonluğu hedefleyen bir takım için çok çok önemli bir şey kesinlikle.

14 Mayıs 2012 Pazartesi

Nba 1. Tur Değerlendirmesi

                                  San Antonio Spurs : 4   -   Utah Jazz : 0  

  Daha önce ki yazımda Utah Jazz ın bir maç da olsa alabileceğini söylemiştim. Aslında oldukça iyimser bir tahminde  bulunmuşum , bulunmuştum. Serinin 4 maçında da görüldü ki , Spurs bambaşka bir basketbol oynuyor. Takım oyunun  değerini , getirilerini , herkesin gözüne sokmaya devam ediyorlar. Play Off lar başlamadan önce Spurs için  belki de  tek soru işareti ,  yeri geldiğinde 10- 12 kişilik rotasyona devam edip etmeyeceği , ederse nasıl bir sonuç vereceğiydi. Yılın koçu ödülünü hak ederek  kazanan Gregg Popovich  sezon boyunca uyguladığı 10-12 kişilik rotasyondan 1. tur da da vazgeçmedi. İlk 5 oyuncularının süreleri uzayıp bençin süresi kısalsa da yine de herkese bir şekilde süre verdi. Sonuç olarak sezon başından beri ilke edindiği basketbolu oynamaya devam eden  Spurs için rahat bir tur geri de kaldı diyebiliriz.

                           Oklahoma City Thunder : 4   -   Dallas Mavericks : 0

   En fazla merakla beklediğim seriydi aslında. Dallasın Oklahoma yı  oldukça zorlayabileceğini , hatta bir sürpriz yaparak eleyebileceğini düşünüyordum desem , ne dersiniz? Çok mu iyimserim ? Sanırım.
   Aslında baktığınız da  Dallas , Oklahoma ya ters gelebilecek bir takım. Daha düzen takımı Dallas. İşin savunma kısmında da Kevin Durant - Shawn Marion eşleşmesi kağıt üzerinde oldukça makul gözükse de Oklahoma City Thunder , Dallas ı ezdi geçti .İlk maç her ne kadar çekişmeli bir seri için umut verse de sonra ki maçlar da OKC mesajı çok net verdi.  Şampiyonluğu hedefleyen bir takım olduklarını  gösterdiler. Durant önderliğinde takımın , hedefledikleri Nba şampiyonluğuna ulaşıp ulaşamayacakları ise , ne kadar takım olup , bireysellikten uzak duracaklarına bağlı gibi duruyor.



                       Memphis Grizzlies : 3  -   Los Angeles Clippers : 4




     Beklenenleri fazlasıyla veren bir seri oldu desek yalan olmaz sanırım. İlk maçta Memphis in sahasında Clippers 24 sayıdan geri dönerek kazandı ki , bence serinin kaderi tamamen orda değişti. Memphis o maçta farkı yakaladığın bırakın turu geçmeyi , şampiyonluk kazanmış gibi havaya girmişlerdi. Ve dün de Olympiakos un da bizlere gösterdiği gibi basketbolda her an her şey olabiliyor. O maçtan sonra seri daha da sertleşti , Clippers ın doğal olarak özgüveni yerine geldi ve takımınız her ne kadar bu yıl oluşturulan " toplama " bir takım olsa da , takımınız da Chris Paul gibi bir " karakter"  varsa başarıya daha kolay odaklanıyorsunuz. Memphis in oyun taktiği de seriyi kaybetmelerinde büyük rol oynadı aslında. Rudy Gay in 20-25 top kullanarak maçları bitirmesi ve Marc Gasol - Z-Dolph ikilisinden seti döndürememeleri , ilginç olarak dış şuta dayalı olarak oynamaları , yenilginin önemli nedenleri arasındaydı. Bu stratejiden 2. - 3. maçtan sonra dönmüş olsalar da havaya  girmiş Chris Paul önderliğinde ki Clippers a , kendi evlerinde ki son maçta yenilerek elenmekten kurtulamadılar. Bundan sonrası ise Memphis için ne olacağı merak konusu. Geçen sene gelinen nokta " ufak çapta bir peri masalı " olsa da bu sene beklentileri karşılayamayan takımda ne gibi değişiklikler olur , ya da değişiklik olur mu göreceğiz. Clippers için de oldukça zorlu bir süreç var aslında. Her ne kadar son maçı bir nevi bençin katkısı ile kazanmış olsalar da , rakipleri San Antonio Spurs olduğu için işleri bir hayli zor. Bana kalırsa Oklahoma ile karşılaşsalardı daha büyük şansları vardı. Oyun stilleri bakımından Oklahoma  daha uygun bir takım çünkü. Konferans yarı finalinde de favori olmayan Clippers , bakalım bu sefer daha çok insanı şaşırtabilecek mi?

                   

                                 Los Angeles Lakers : 4   -  Denver Nuggets : 3  


    Zorlu geçmesi beklenen bir başka seri , bu sefer beklenenleri haklı çıkarttı. Aslında beklenenleri haklı çıkmasına  Lakers sebep oldu diyebiliriz. Serinin ilk maçında her iki takımında avantajlarını ve dezavantajlarını çok net gördük aslında. Denver transition yani geçiş hücumları ile maça ağırlığını koydu. Lakers ise pota altında Denver uzunlarını ezdi. Bynum ın ilk maç istatislikleri  (  10 sayı , 13 rib , 10 blok )  durumu net bir şekilde anlatmaya yeter sanırım.İlk maçta sadece 7 sayı da kalan Ty Lawson 2. maçta 25 sayı atarak öz güvenini kazanması , özellikle 3. maçta McGee nin " ilginç " olarak harika bir performans göstermesi , Andre Miller ın çok çok olgun , mükemmel bir seri geçirmesi ile Denver sahip olduğu artıların üstüne daha da koyarak beklenilenden fazlasını yaptı. Lakers da buna son maça kadar net bir cevap veremedi diyebiliriz. Özellikle 6. maç bir Lakerslı olarak izlediğim en sinir bozucu  maçtı. Kobe midesinde ki rahatsızlık ile  fedakarlık yaparak sahaya çıkmış , ama sanki geri kalan 11 kişi sahaya çıkmadan önce Denver halkından bir araba dolusu sopa yemiş gibiydi. Matt Barnes ve Steve Blake şut atmaya falan korkuyorlardı yani , neyse sinirlenmeden yazıya devam...

    7. maçta ise Lakers kendi gibi oynadı. Tüm artılarını sahaya yansıttı. Bir önceki maç şut atmaya korkan Steve Blake 5-6 ile üçlük attı. Gasol - Bynum ikilisi ribaudlarda üstünlüğü sağladı ve Lakers oldukça yorucu geçen bir seriyi 7. maçın sonunda aldı.

                                Chicago Bulls : 2  -   Philadelphia 76ers : 4


   Serinin özeti Derrick Rose un sakatlanması desek çok da yanlış olmaz sanırım. Serinin ilk maçında talihsiz bir şekilde Derrick Rose un sakatlanması ve sezonu kapatması ,  Chicago da psikolojik bir çöküntüye neden oldu ve çok da haksız değiller. Seri ile ilgili pek bir şey diyemem   maalesef  çünkü Tv den yayınlanan bir maç hariç serinin maçlarını izlemedim. İzleyemedim , içimden gelmedi desem daha doğru olur. Rose un sakatlıgı tahmin ediyorum ki herkesin keyfini kaçırdı.  İzlediğim tek maçta da gördüğüm Carlos Boozer ın Rose un sakatlığı sonrası takımın skor yükünü çekmeye çalışması , bunu son maçta da  gösterdiği gibi pek becerememesi , bençten gelen katkı ile ayakta kalmaya çalışan bir Chicago Bulls vardı. 76ers için ise " talih yüzüne güldü " diyebiliriz. Süpürülmeleri beklenen seride 2. tura çıktılar. Chicago nun çöküşünü ve zaaflarını iyi değerlendirip , daha çok konsantre olup , başarıyı yakaladılar. Devamının getirebilmeleri ise pek olası değil gibi gözüküyor.

                                     Miami Heat : 4  -   New York Knicks : 1


   Beklentileri pek karşılayamayan bir seri oldu bu seri. Benim beklentim bu sonuç olsa da genel olarak insanlar zevkli , çekişmeli bir seri bekliyordu. Knicks in Miami ye en azından kolay teslim olmayacağını , Carmelo - Lebron çekişmesinin kıran kırana geçeceği bir seri olacağı düşünülüyordu. İlk maçtan itibaren Lebron ve Miami mesajı çok net verdi aslında.  Lebron savunmada ve hücum kısmında harika bir seri çıkardı. Özellikle ilk maçta Melo ya yaptığı bunaltıcı savunma ile adeta sahayı dar etti.  Knicks sadece Miami nin  %100 olarak kendini vermediği ve Melo nun " mucizesi " ile bir maç alabildi. Chicago nun da elenmesiyle Miami nin doğu şampiyonluğu yolunda ki tek engel şuanda Boston Celtics gibi duruyor. Geçen sene Final de kaybeden Miami ,  Lebron önderliğinde bu sene neler yapacağı ise merak konusu.

                                     İndiana Pacers : 4   -    Orlando Magic : 1


      Kendileri için oldukça ilginç geçen bir sezonu , ilk turda elenerek bitirdi Orlando Magic. Trade Deadline a kadar Howard gidicek mi ? kalacak mı ? soruları ile boğuşan , daha sonra Howard - SVG arasında ki gerginlik ile sarsılan Orlando ,  Howard olmadan normal sezonu bitirip Play Off lar da İndiana ile eşleşti. Glen Davis önderliğinde (?) gelebilecekleri yere kadar da geldiler diyebiliriz. Aslında Jameer Nelson ve Glen Davis çok da iyi bir seri geçirdi fakat sezonun flaş ismi Ryan Anderson dan  ( Kendisi MIP seçilmiştir. ) beklenilen katkının gelmemesi ve süper yıldızları olmadan , İndiana  gibi oldukça potansiyelli ve çok yönlü bir takımla da baş ölçüşmelerini beklemek hayalcilik olsa gerek. İndiana  için ise söylenebilecek çok fazla bir şey yok. Bu serinin onları olgunlaştırdıkları kesin ve sezon boyunca beklentileri karşılayamayan David West in formunun yükselmesi , onlar için büyük bir artı. Az önce dediğim gibi İndiana oldukça potansiyelli bir takım. Genç , atletik bir takım oldukları için Miami nin Atletizimi ile rahat bir şekilde boy ölçüşebilcek durumdalar. İlginç bir seri olacağı kesin. Hatta en merakla beklediğim takım ve seri de diyebilirim.

                                      Boston Celtics : 4  -   Atlanta Hawks : 2


      Doğunun en çekişmeli serisi oldu  bu seri. Atlanta yıllardan beri kurtulamadığı sakatlık sorunlarını bu seride de yaşadı. Josh Smith , Al Horford sakatlandı. 1-2 maç kaçırdılar ve açıkçası bu da kaybetmeleri için yetti. Boston Celtics cephesinde de tecrübe , kazanma hırsı ve Paul Pierce  seriye  ağırlığını koydu. Paul Pierce ne kadar özel bir oyuncu olduğunu bu seride bol bol gösterdi bizlere. Özellikle  2. maçta Paul Pierce maçın ilk dakikasından itibaren maçı alacağını gösterdi ve aldı da. Boston için 2. tur da en büyük eksi sezonun ortasından beri yaşadıkları sakatlık sorunları. Özellikle uzun rotasyonunda çok büyük sıkıntı içindeler. Gerçi Garnett harika oynamaya devam etse de yorgunluğa ne kadar dayanabileceği , Boston için belirleyici olacaktır. Konferans yarı finalinde 76'ers ile eşleşmeleri ise onlar için bir şans olabilir.