14 Mayıs 2012 Pazartesi

Nba 1. Tur Değerlendirmesi

                                  San Antonio Spurs : 4   -   Utah Jazz : 0  

  Daha önce ki yazımda Utah Jazz ın bir maç da olsa alabileceğini söylemiştim. Aslında oldukça iyimser bir tahminde  bulunmuşum , bulunmuştum. Serinin 4 maçında da görüldü ki , Spurs bambaşka bir basketbol oynuyor. Takım oyunun  değerini , getirilerini , herkesin gözüne sokmaya devam ediyorlar. Play Off lar başlamadan önce Spurs için  belki de  tek soru işareti ,  yeri geldiğinde 10- 12 kişilik rotasyona devam edip etmeyeceği , ederse nasıl bir sonuç vereceğiydi. Yılın koçu ödülünü hak ederek  kazanan Gregg Popovich  sezon boyunca uyguladığı 10-12 kişilik rotasyondan 1. tur da da vazgeçmedi. İlk 5 oyuncularının süreleri uzayıp bençin süresi kısalsa da yine de herkese bir şekilde süre verdi. Sonuç olarak sezon başından beri ilke edindiği basketbolu oynamaya devam eden  Spurs için rahat bir tur geri de kaldı diyebiliriz.

                           Oklahoma City Thunder : 4   -   Dallas Mavericks : 0

   En fazla merakla beklediğim seriydi aslında. Dallasın Oklahoma yı  oldukça zorlayabileceğini , hatta bir sürpriz yaparak eleyebileceğini düşünüyordum desem , ne dersiniz? Çok mu iyimserim ? Sanırım.
   Aslında baktığınız da  Dallas , Oklahoma ya ters gelebilecek bir takım. Daha düzen takımı Dallas. İşin savunma kısmında da Kevin Durant - Shawn Marion eşleşmesi kağıt üzerinde oldukça makul gözükse de Oklahoma City Thunder , Dallas ı ezdi geçti .İlk maç her ne kadar çekişmeli bir seri için umut verse de sonra ki maçlar da OKC mesajı çok net verdi.  Şampiyonluğu hedefleyen bir takım olduklarını  gösterdiler. Durant önderliğinde takımın , hedefledikleri Nba şampiyonluğuna ulaşıp ulaşamayacakları ise , ne kadar takım olup , bireysellikten uzak duracaklarına bağlı gibi duruyor.



                       Memphis Grizzlies : 3  -   Los Angeles Clippers : 4




     Beklenenleri fazlasıyla veren bir seri oldu desek yalan olmaz sanırım. İlk maçta Memphis in sahasında Clippers 24 sayıdan geri dönerek kazandı ki , bence serinin kaderi tamamen orda değişti. Memphis o maçta farkı yakaladığın bırakın turu geçmeyi , şampiyonluk kazanmış gibi havaya girmişlerdi. Ve dün de Olympiakos un da bizlere gösterdiği gibi basketbolda her an her şey olabiliyor. O maçtan sonra seri daha da sertleşti , Clippers ın doğal olarak özgüveni yerine geldi ve takımınız her ne kadar bu yıl oluşturulan " toplama " bir takım olsa da , takımınız da Chris Paul gibi bir " karakter"  varsa başarıya daha kolay odaklanıyorsunuz. Memphis in oyun taktiği de seriyi kaybetmelerinde büyük rol oynadı aslında. Rudy Gay in 20-25 top kullanarak maçları bitirmesi ve Marc Gasol - Z-Dolph ikilisinden seti döndürememeleri , ilginç olarak dış şuta dayalı olarak oynamaları , yenilginin önemli nedenleri arasındaydı. Bu stratejiden 2. - 3. maçtan sonra dönmüş olsalar da havaya  girmiş Chris Paul önderliğinde ki Clippers a , kendi evlerinde ki son maçta yenilerek elenmekten kurtulamadılar. Bundan sonrası ise Memphis için ne olacağı merak konusu. Geçen sene gelinen nokta " ufak çapta bir peri masalı " olsa da bu sene beklentileri karşılayamayan takımda ne gibi değişiklikler olur , ya da değişiklik olur mu göreceğiz. Clippers için de oldukça zorlu bir süreç var aslında. Her ne kadar son maçı bir nevi bençin katkısı ile kazanmış olsalar da , rakipleri San Antonio Spurs olduğu için işleri bir hayli zor. Bana kalırsa Oklahoma ile karşılaşsalardı daha büyük şansları vardı. Oyun stilleri bakımından Oklahoma  daha uygun bir takım çünkü. Konferans yarı finalinde de favori olmayan Clippers , bakalım bu sefer daha çok insanı şaşırtabilecek mi?

                   

                                 Los Angeles Lakers : 4   -  Denver Nuggets : 3  


    Zorlu geçmesi beklenen bir başka seri , bu sefer beklenenleri haklı çıkarttı. Aslında beklenenleri haklı çıkmasına  Lakers sebep oldu diyebiliriz. Serinin ilk maçında her iki takımında avantajlarını ve dezavantajlarını çok net gördük aslında. Denver transition yani geçiş hücumları ile maça ağırlığını koydu. Lakers ise pota altında Denver uzunlarını ezdi. Bynum ın ilk maç istatislikleri  (  10 sayı , 13 rib , 10 blok )  durumu net bir şekilde anlatmaya yeter sanırım.İlk maçta sadece 7 sayı da kalan Ty Lawson 2. maçta 25 sayı atarak öz güvenini kazanması , özellikle 3. maçta McGee nin " ilginç " olarak harika bir performans göstermesi , Andre Miller ın çok çok olgun , mükemmel bir seri geçirmesi ile Denver sahip olduğu artıların üstüne daha da koyarak beklenilenden fazlasını yaptı. Lakers da buna son maça kadar net bir cevap veremedi diyebiliriz. Özellikle 6. maç bir Lakerslı olarak izlediğim en sinir bozucu  maçtı. Kobe midesinde ki rahatsızlık ile  fedakarlık yaparak sahaya çıkmış , ama sanki geri kalan 11 kişi sahaya çıkmadan önce Denver halkından bir araba dolusu sopa yemiş gibiydi. Matt Barnes ve Steve Blake şut atmaya falan korkuyorlardı yani , neyse sinirlenmeden yazıya devam...

    7. maçta ise Lakers kendi gibi oynadı. Tüm artılarını sahaya yansıttı. Bir önceki maç şut atmaya korkan Steve Blake 5-6 ile üçlük attı. Gasol - Bynum ikilisi ribaudlarda üstünlüğü sağladı ve Lakers oldukça yorucu geçen bir seriyi 7. maçın sonunda aldı.

                                Chicago Bulls : 2  -   Philadelphia 76ers : 4


   Serinin özeti Derrick Rose un sakatlanması desek çok da yanlış olmaz sanırım. Serinin ilk maçında talihsiz bir şekilde Derrick Rose un sakatlanması ve sezonu kapatması ,  Chicago da psikolojik bir çöküntüye neden oldu ve çok da haksız değiller. Seri ile ilgili pek bir şey diyemem   maalesef  çünkü Tv den yayınlanan bir maç hariç serinin maçlarını izlemedim. İzleyemedim , içimden gelmedi desem daha doğru olur. Rose un sakatlıgı tahmin ediyorum ki herkesin keyfini kaçırdı.  İzlediğim tek maçta da gördüğüm Carlos Boozer ın Rose un sakatlığı sonrası takımın skor yükünü çekmeye çalışması , bunu son maçta da  gösterdiği gibi pek becerememesi , bençten gelen katkı ile ayakta kalmaya çalışan bir Chicago Bulls vardı. 76ers için ise " talih yüzüne güldü " diyebiliriz. Süpürülmeleri beklenen seride 2. tura çıktılar. Chicago nun çöküşünü ve zaaflarını iyi değerlendirip , daha çok konsantre olup , başarıyı yakaladılar. Devamının getirebilmeleri ise pek olası değil gibi gözüküyor.

                                     Miami Heat : 4  -   New York Knicks : 1


   Beklentileri pek karşılayamayan bir seri oldu bu seri. Benim beklentim bu sonuç olsa da genel olarak insanlar zevkli , çekişmeli bir seri bekliyordu. Knicks in Miami ye en azından kolay teslim olmayacağını , Carmelo - Lebron çekişmesinin kıran kırana geçeceği bir seri olacağı düşünülüyordu. İlk maçtan itibaren Lebron ve Miami mesajı çok net verdi aslında.  Lebron savunmada ve hücum kısmında harika bir seri çıkardı. Özellikle ilk maçta Melo ya yaptığı bunaltıcı savunma ile adeta sahayı dar etti.  Knicks sadece Miami nin  %100 olarak kendini vermediği ve Melo nun " mucizesi " ile bir maç alabildi. Chicago nun da elenmesiyle Miami nin doğu şampiyonluğu yolunda ki tek engel şuanda Boston Celtics gibi duruyor. Geçen sene Final de kaybeden Miami ,  Lebron önderliğinde bu sene neler yapacağı ise merak konusu.

                                     İndiana Pacers : 4   -    Orlando Magic : 1


      Kendileri için oldukça ilginç geçen bir sezonu , ilk turda elenerek bitirdi Orlando Magic. Trade Deadline a kadar Howard gidicek mi ? kalacak mı ? soruları ile boğuşan , daha sonra Howard - SVG arasında ki gerginlik ile sarsılan Orlando ,  Howard olmadan normal sezonu bitirip Play Off lar da İndiana ile eşleşti. Glen Davis önderliğinde (?) gelebilecekleri yere kadar da geldiler diyebiliriz. Aslında Jameer Nelson ve Glen Davis çok da iyi bir seri geçirdi fakat sezonun flaş ismi Ryan Anderson dan  ( Kendisi MIP seçilmiştir. ) beklenilen katkının gelmemesi ve süper yıldızları olmadan , İndiana  gibi oldukça potansiyelli ve çok yönlü bir takımla da baş ölçüşmelerini beklemek hayalcilik olsa gerek. İndiana  için ise söylenebilecek çok fazla bir şey yok. Bu serinin onları olgunlaştırdıkları kesin ve sezon boyunca beklentileri karşılayamayan David West in formunun yükselmesi , onlar için büyük bir artı. Az önce dediğim gibi İndiana oldukça potansiyelli bir takım. Genç , atletik bir takım oldukları için Miami nin Atletizimi ile rahat bir şekilde boy ölçüşebilcek durumdalar. İlginç bir seri olacağı kesin. Hatta en merakla beklediğim takım ve seri de diyebilirim.

                                      Boston Celtics : 4  -   Atlanta Hawks : 2


      Doğunun en çekişmeli serisi oldu  bu seri. Atlanta yıllardan beri kurtulamadığı sakatlık sorunlarını bu seride de yaşadı. Josh Smith , Al Horford sakatlandı. 1-2 maç kaçırdılar ve açıkçası bu da kaybetmeleri için yetti. Boston Celtics cephesinde de tecrübe , kazanma hırsı ve Paul Pierce  seriye  ağırlığını koydu. Paul Pierce ne kadar özel bir oyuncu olduğunu bu seride bol bol gösterdi bizlere. Özellikle  2. maçta Paul Pierce maçın ilk dakikasından itibaren maçı alacağını gösterdi ve aldı da. Boston için 2. tur da en büyük eksi sezonun ortasından beri yaşadıkları sakatlık sorunları. Özellikle uzun rotasyonunda çok büyük sıkıntı içindeler. Gerçi Garnett harika oynamaya devam etse de yorgunluğa ne kadar dayanabileceği , Boston için belirleyici olacaktır. Konferans yarı finalinde 76'ers ile eşleşmeleri ise onlar için bir şans olabilir.




       


           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.