24 Nisan 2012 Salı

Ufaktan Nba 2012 Playoff Değerlendirmesi -1 ( Doğu )

   
     Garip bir Nba sezonunu geride bıraktık. Lokavt yüzünden 66 maç üzerinden , akıl almaz  fikstürler ile sıkıştırılmış bir sezon oynandı. Hareketli bir " Trade Deadline " geçti. Her şeyi ile vasat bir Allstar hafta sonu oldu ve son haftaya girilirken neredeyse playoff sıraları belli oldu gibi.
    
   
      Doğuda işler %99 belli oldu. Milwaukee ' nin bu saatten sonra Philadelphia yı geçmesi artık mucizelere kalmış durumda.Üst sıralarda da durum aynı. Ufak çapta bir mucizeler olmazsa  üst taraflarda da durum değişmeyecek gibi.





   Doğunun 8. si Philadelphia sezona çok iyi girdi. Yavaş yavaş artan takım kimyası ile uzun süre doğunun üst sıralarını zorladılar. Takımda herkesin rolü belli , arkalarında oldukça  eğitici , öğretici bir koç ile yola tam gaz devam ederken Allstar arasından sonra takım Spencer Hawes ın da sakatlığı ile inanılmaz bir düşüşe geçtiler ve " cepten yiyerek " 8. sırada kalmayı arkalarında Milwaukee nin olmasının avantajı ile  neredeyse garantilediler. Ama Philidelphia da yolu oldukça karanlık gözüküyor. Bu saatten sonra toparlanmaları oldukça zor  ve toparlansalar bile karşılaşacakları takımın Chicago olduğunu var sayarsak , Playoff maceraları süpürülmek ile son bulacak gibi.


 


      7. sırada ise son dönemde akıl almaz oynayan Carmelo İle ayağa kalkan , adete şahlanan New York Knicks var.  Knicks bu sene
 çok ilginç bir yıl geçirdi. Sezon başında Tyson Chandler gibi önemli bir hamle yaptılar. Tyson Chandler ın takıma katkısı aslında sezon bitiminde ortaya çıktı. New York Chandler ve özellikle çaylak oyuncu İman Shumpert ile birlikte üst düzey bir savunma takımı haline geldi ve muhtemelen  sezon sonu verilecek ödüllerden olan DPOY ( Defensive Player Of Year- Yılın savunma oyuncusu ) ödülünü , özellikle Dwight Howard ın form düşüklüğü yüzünden büyük bir ihtimal ile Tyson Chandler alacak. Chandler tek başına harika bir savunmacı olmasının yanı sıra en önemlisi Knicks e savunma kültürünü getirdi bu sene.

        Sezonun hemen başlarında Chuncey  Billups ı kaybeden Knicks ardından Melo ve Amare yi de kaybetti.. Herkes bu sene de mi aynı derken Lin mucizesi bir anda o en zor zamanlar Knicks i Playoff yarışında tuttu diyebiliriz. Sezonun son kısımların da bu sefer sahneye assolist olarak Melo çıktı. Melo ligin bitimine son 10 - 15 maç kala ligi adeta kasıp kavurdu ve Knicks  7.  sıradan Playoff yarışına katıldı.
       Çok büyük ihtimal ile 2. sıradan Miami nin rakibi olucaklar. ( En kötü (!) Chicago ile eşleşirler canım ne olacak... )  Tabi ki Miami favori fakat.yavaştan form tutmuş Amare ile ve sağlıklı bir şekilde dönen Lin ile Miami ye oldukça kafa tutucaklardır. Hele Garden da bu takım havaya girerse Miami yi ilk turda oldukça zorlayacaklarına inanıyorum.

      6. sırada ise son dönemlerin olay takımı Orlando Magic var. Orlando sezona çok da kötü başlamadı aslında ve Trade deadline nın bitimine kadar " Ha Howard gitti ha gidecek " derken  Howard ı kaptırmadan Trade Deadline ı bitirdiler. Fakat herkesin bildiği gibi Howard -  JVG ile yaşadığı Nba tarihinin gördüğü en saçma olaylardan birisin yaşanması , takım içinde ki dengeleri altüst etti. Hemen bu olayın arkasından Howard ın sakatlanması (!) Hidayetin de şansız bir şekilde sakatlanması ve bu sezon inanılmaz bir gelişme gösteren Ryan Anderson nın ( bu seneki MIP - en fazla gelişme gösteren oyuncu ödülünün en büyük adaylarından bir tanesi  ) form düşüklüğü   ile Orlando , ne yapacağını bilemeyen vasat bir takıma dönüştü. Takım 3. 4. sıradan 6 sıraya kadar gerilediler ki Playoff ta büyük ihtimalle 3. sıradan ligi bitirecek olan İndiana ile karşılaşacaklar ki şuanda İndiana değil konsantre olmuş Charlotte bile Orlando yu yenebilecek durumda.Orlando nun bu durumda Playofflarda iş yapmasını beklemek , hele böyle güçlü bir doğu gurubunda çok zor.

      5. Sırada Atlanta Hawks var. Atlanta sezona iyi başlamıştı. Josh Smith kendisini yazın  geliştirmiş bir halde yeni sezona gelmişti. Atlanta Hawks zaten her zaman kalbur üstü bir takım fakat her sene artık klasikleşen sakatlıkları bu sene de yaşadılar. Al Horford u kaybettiler. Her ne kadar Playofflara yetişme umudu olsa da onun Playofflara kadar form tutması ve istenilen katkıyı vermesi oldukça zor gözüküyor. Sezon içinde bir ara Joe Johnson ı kaybettiler fakat orda da Josh Smith in takımı sırtlaması ile bu süreçte tahmin edilen kadar zorlanmadılar. Zaten Joe Johnson da sakatlıktan  sonra durdurulamaz bir şekilde döndü . Şuanda enfes bir basketbol oynuyor fakat  şartlar her ne kadar iyiye gidiyor da olsa  Atlanta nın  ilk turda Boston nı elemesi zor gibi duruyor. Boston nun başını oldukça ağrıtacaklardır fakat  Bostonın tecrübesi ile ve kazandığı ivme ile turu geçiceğine inanıyorum.

     4. Sırada ise Boston Celtics var. Boston bu sezon her zaman ki gibi aslında. Yine All star hafta sonuna kadar düşük vites ile girip , ondan sonra vites yükselttiler. Bu sene de kötü anlamda ekstra olarak çok kötü sakatlıklar yaşadılar.. Özellikle uzun rotasyonunda büyük sıkıntılar yaşıdılar. Jermaine  O'neal ın sezonu kapatması , aynı şekilde her ne kadar yedek uzun olarak oynasa da oldukça iyi katkı veren , kendini bulan Chris Wilcox ın sakatlanması , bir anda Boston nın uzun sıkıntısı yaşamasına sebep oldu.. Garnett i 5 numaraya çekerek bu sıkıntıyı gidermeye çalıştılar fakat ellerinde fazla seçenek olmadığı için  yapılacak fazla da birşey yok aslında.Boston uzun sıkıntısını Greg Stiemsma ile geçirmeye çalışsa da onun da yapabilecekleri oldukça sınırlı. Boston bu kadar büyük bir uzun sıkıntısı yaşarken yine de az önce bahsettiğim gibi All Star hafta sonundan sonra Rondo nun ve özellikle Paul Pierce ın mükemmel oynamaya başlaması ile Boston vitesi iyice arttırdı. Miami yi 2 sefer yendiler. 3. maç ise Playoff öncesi hazırlık gibi olacak birazda. Playofflar öncesi iyi bir hava yakalamış Boston Atlanta yı geçer gibi duruyor fakat Boston nın Playoff macerası , karşılaşacağı rakip veya rakiplerin Boston nın  uzun sıkıntısını ne kadar kullanacağına ve Boston nın bu sıkıntıyla Playoffta ne kadar dayanabileceği de büyük bir soru işareti tabi. Ama her ne olursa olsun Boston , tecrübesi ile karşılaşacağı rakip veya rakiplerine hırsı ve mücadelesi ile   en azından oldukça sorun çıkartıcaktır. Orası kesin.

     3. Sırada ise taraflı tarafsız nedense herkesin sempati duyduğu  bir İndiana var. İndiana geçen seneden sonra bu sene için büyük beklentiler ile sezona girdiler. Herkes İndiana nın büyük patlama yapıp doğuda Miami ve Chicago yu zorlayabilecek bir takım haline dönüşebileceğine inanıyordu. Aslında sezon sonunda sıralamalarına bakarsak beklenen de  oldu. Fakat asıl beklenen o büyük patlama olayını bir türlü gerçekleştiremediler. Şuanda tek aksayan taraf David West gibi gözüküyor. Ona da pek " aksama " denilemez gerçi. David West sistem ile uyuşmadı birazda. Özellikle Roy Hibbert ın yanındaki 4 numara olamayacağı kesin fakat şuanda pek göze batan bir konu değil bu İndiana cephesinde. Trade Deadline da da Leandro Barbosa  yı yok pahasına kadrolarına dahil ettiler. Barbosa da bençten gelen kendi şutunu yaratabilecek , bir şekilde sayı bulabilecek oyuncu eksiğini bir nebze gidermiş gibi gözüküyor. Son maçlarda George Hill in Darren Collison nın yerine ilk 5 te başlaması biraz daha İndiana yı toparlamış gibi duruyor fakat İndianın Playoflarda ne yapacağını tahmin etmek oldukça zor. Fakat ne olursa olsun Playofflar da İndiana şu durumda ki Orlandoyu rahat elemesi gerekiyor. Eğer Orlandoyu eleyip konferans yarı finallerine kalırlarsa orda ne yapıcakları biraz da potansiyellerini sahaya ne kadar yansıtabileceklerine bağlı. İndiana her an her şeyi yapabilecek süprizlere açık bir takım.

      2. Sırada ki takım ise Miami Heat. 2010 yazında Lebron James i , Chris Bosh ı kadrosuna katan Miami Heat bir anda Nba i karıştıran takım olmuştu zamanında. Her kafadan bir ses çıkıyordu. Kimileri 5 sene üst üste şampiyon olabilecek kadar bir kapasiteye sahip olabileceklerini söylüyor , kimileri ise sadece 3 oyuncuyla bir iş olmayacağını söylüyordu. Sonuç olarak 2 tarafta yanıldı aslında. Miami ne 5 sene üst üste şampiyon olabildi ( En azından geçen sene olmadı. ) ne de sezonu tamamen boş geçti. Geçen yıl Konferan Finallerinde yılın  flaş takıımı olan Derrick Rose lu Chicago yu eleyip finallere kaldılar. Final de ise Playoffların süpriz takımı Dallas a kaybedip 2.lik ile yetinmek zorunda kaldılar. Herkes finalde Dallas a  kaybetmenin bu sene için " kamçı " niyetinde olacağını düşünüyordu. Başta haklı da çıktılar aslında. Miami sezona fırtına gibi girdi. Ama sezon ilerledikçe Miami de düşüş başladı. Özellikle sezon başında iyi olmasa da idare edebilen , zaten idare etmesi Miami gibi bir takıma yeticek olan bençten hiç katkı almamaya başladılar. Lebron nın da performansının diz sakatlığı ile biraz da olsa düşmesi Miami yi her nekadar yavaşlatsa da sezonun sonuna doğru toparlandırlar. Fakat sezonun bitimine yakın özellikle Chris Bosh ın " Bundan sonra ki maçları kazansak ne olur " açıklaması Miami de ki sorunun bir kısmını gösteriyor. Miami nin her maça farklı " değer "  vererek , en azından her maça değer vererek oynaması gerekiyor. Her ne olrusa olsun , şampiyon olmayı hayal eden bir takımın böyle oynaması  gerekiyor.

      Miami nin bir başka sorunu ise  Erik Spoelstra nın hala rotasyonu bir türlü ayarlayamamış olması. Rotasyonu geçtim Playoffların başlamasına 1 hafta kala hala Miami nin  ilk beşinin 5 numarısı kim belli değil. Yani şuan da Playoffların ilk maçında Miami de 5 numara kim oynar derseniz Turiaf mı Joel Anthony mi söylemek güç ki benim söyleyemem önemli değil  Erik Spoelstra nın kendisi de bunu bilmiyor. Geçen sene finallerde de yaşandı aslında buna benzer bir olay. Playofflar boyunca piyasa da olmayan Eddie House bir anda finallerde 15-20 dakika almaya başladı. Bu sene James Jones rotasyonda iken bir anda kayboldu. Erik Spoelstra hala takımı kafasında şekillendirebilmiş değil ve bu çok büyük sıkıntı olucak gibi duruyor Playofflarda.

    Ama  Miami her ne olursa olsun rol oyuncularından  beklediği katkıyı alırsa ve maçlarda bazı anlarda ortaya çıkan o üst düzey agresif savunmalarının süresini biraz daha arttırabilirler ise şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olur süphesiz.

      Doğunun zirvesinde ise çok büyük ihtimalle  Chicago Bulls var. Chicago şansız bir sezon geçriyor. Derrick Rose kasık sorunundan dolayı tam sağlıklı olarak en fazla 15 maç falan oynayabildi. Fakat Chicago yu Chicago yapan da  takım halinde birşeyleri başarabilme özelliği. Nba nin en iyi benchine sahipler. Ve maçlar genelde rakiplerinin ve kendilerini yedekleri oyundayken farkı orada açarak kazanıyorlar. Geçen sene Playofflarda Chicago nun gözüken en büyük eksikliği , kendi şutunu yaratabilen bir oyuncu eksikliğini bu sezon başında oldukça iyi bir takviye ile giderdiler.Richard Hamilton ı kadroya kattılar. Oldukça da doğru bir tercihti aslında  fakat nerdeyse bu sezon sakatlığı dolası ile hiç oynamayarak geçirdi. Sezon sonuna doğru birkaç maçta oynasa da Chicago nun bu sene Playofflarda başarılı olması için Rip Hamilton nın form tutması çok önemli. Ama Chicago için asıl soru işaret bu sene nerdeyse hiç oynayamayan Derrick Rose un Playofflarda ne yapacağı.

     * Nba in Playofflar için hazırladığı Promo da sizi Playoff havasına sokmak için oldukça yeterli olacaktır.





     
    


        
 
    
   

    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.